anadolu üniversitesi

tarzan ince dallarda
Eskişehir`de bulunan Türkiye`nin en köklü üniversitelerindendir. bünyesinde barındırdığı açık öğretim fakültesiyle tahminimce (tahmin edemediğim için)(u: swh) zibilyon tane öğrencisi vardır. bir de Yunus Emre girişi diye tabir edilen ana giriş kapısının hemen önündeki odun taşıyan yunus emre heykelinin altında (yine kendisine ait bir sözdü sanırım) `doğru olmayan odun bile bu kapıdan giremez` yazmaktadır.
benden yazar olmaz
artılarıyla eksiyleriyle, çelişkileriyle paradokslarıyla, bünyeye kattıkları ve bünyeden çaldıkları ile tam bir muammadır. o değil de hayata damgasını vurmuştur; eskişehir değişir, adına tezat her sene başka bir şehir olur; aynı eskişehir`de iki kere yıkanılmaz, bir kere de yıkanılmaz...
okaliptusa küsen koala
devasa kütüphanesi ve kaliteli filmlerin izlendiği sineması dışında kayda değer bir hadisesi bulunmayan üniversitedir...
*hocaların %80'i kocaları ya da karıları ile birlikte hocadır. değilse kızı ya da oğlu hocadır. sanırım noel baba yılbaşı akşamında kimi evlere fazladan ilim irfan dağıtıyor ve bu evden kim doğarsa hoca oluyor; ilginç...
*bir yabancı diller yüksek okulu vardır ki alman nazi kampını gölgede bırakır. çoğu öğrenci(en az %50), bu hazırlığı 2 senede anca bitirir, hatta bitiremeyip başka üniversitelere postalanır. ben afganistan'a ve batı trakya'ya postalanan 2 kişiye bizzat kendim şahit oldum. hem de, geçme notu olan 70'i 1 puanla, 69 la kaçırdıkları için...
*ota boka güvenlik görevlisi karışır. gece saat 11'den sonra okulun öğrencisi olsanız bile kampüse almazlar. eviniz tepebaşı semtinde ise yandınız. bağlar'dan tepebaşı'na gitmek için, kampüsün kestirme olan yolu yerine her türlü tehlikeye açık olan şehirlerarası yolu takip edersiniz...
*bir yüzme havuzu vardır ki öğrenciyi yüzdürmemek için kurulmuş sanki.
*yeşildir, yeşillik bir kampüstür ama binalar ve yeşillendirme çok yapmacıktır. mimarisi çok resmidir.
*bilgisayar odasındaki bilgisayarları yenilemek yerine her gün çiçekleri söküp yerine yenilerini dikmek gibi garip bir anlayışları vardır. yanlış duymadınız: ben 1 haftada 5 kez çiçeklerin değiştiğine bizzat kendim tanık oldum.
*bir japon bahçesi vardır kayda değer, üniversite tanıtım reklamlarına konulmasına rağmen içeriye öğrenciyi almazlar. okulda okuyan öğrenciler bilir, bu bahçe ile ilgili "rektörün kızı efsanesi" vardır ve palavradır. maksat öğrenciyi içeriye almamaktır. nasıl bir zihniyet ki ben de anlamadım. 25 yaşındaki adama "sen bahçeye girersen kesin fuhuş da yaparsın" gibilerinden bir bahane uydurmak da ne demek? elalemin uçkuru seni mi gerdi?
*okulun içindeki migros'ta, bahar şenliklerinde bira satılmaz. ama diğer zamanlarda iç içebildiğin kadar. tuhaf...
*yine bahar şenliklerinde 3 5 ayrı müziğin sesi birbirine karışır, her yer köfteci dumanı olur. arada su tabancası sıkarlar kızların göğüslerine. bir gün sevgilime yapacaklar, ben de o su tabancasını alıp... az kaldı.
*apolitik ve lümpen bir öğrenci profili vardır. ilişkiler samimiyetsiz ve sıkıcıdır. en son, abbas guclu ile genc bakis programında kendilerini yine sergilemişlerdir.
*okul kulüpleri palavradır. bir işe yaramaz. neye açıldığını bir türlü anlamadığım bu kulüpler hiçbir şey yapmazlar. aslında, aralarında bir şeyler yapmak isteyen çocuklar da çıkar ama bunlara da rektörlük zırnık koklatmaz. bu kulüpler, sırf dışarıdan bakan "ana, sizin okulda amma da çok kulüp varmış" densin diye açılmıştır sanki.
*radyosunun adı "radyo anadolu"dur. 7 yıldır bir tek türkçe şarkı çaldığına tanık olmadım.
*bir tv a sı vardır evlere şenlik. 3 yıldır ha açıldı ha açılacak dedikten ve onlarca iletişim öğrencisini stajda telef ettikten sonra fiziği düzgün kimseler sunucu olmuştur, bunla ne demek istendiğini de anladınız siz.
*ha bire avusturya'nın bilmem hangi köyünden keman virtiözü getirip sahneye çıkarmayı sosyal ve kültürel etkinlik yapmak sanan garip bir anlayışı vardır.
dubai vize izmir masaj izmir masaj salonu