toplumcu yerel yönetimler manisfestosu

kolibandi
31 mart yerel seçimlerinde bağımsız adaylarla hareket eden tkh'nin yayımladığı manifestodur.

YAĞMA YOK SOSYALİZM VAR!

Düzen değişmeden asla! Yağma yok, sosyalizm var!

Bugüne değin emekçilerin ürettiklerine el koyarak, onların zenginliklerini çalarak var olan sermaye düzeni bir kez daha krizdedir. İşsizlik, enflasyon ve döviz kurları doludizgin artarken, emekçilerin tüm sosyal hakları gasp edilmektedir.

Bu düzen ücretli emeğin sömürülmesine dayanan patronların düzenidir. Yerel yönetimler, sermayenin egemenliğinden, patronların kamu kaynaklarını yağmalamasından ve kamu hizmetlerinin ticarileştirilmesinden kurtarılmalıdır.

Kapitalist sistemde yerel yönetimler ekonomik ve siyasal olarak sermayenin belirlediği sınırlarla kısıtlanmıştır. Dolayısıyla sermaye düzeni topyekun karşıya alınmadan yerel yönetimlere ilişkin sorunlar çözülemez.

Patronların düzeninde, gericiliğin ve bağımlılığın egemen olduğu bir ülkede emekçiler için insanca bir yaşam mümkün değildir!

Herkesin eşit ve özgür olduğu, insanca yaşadığı bir düzen ancak ve ancak sermaye düzeninden kurtulmakla mümkündür.

1. Halkın yerel yönetimlere katılımı sağlanacak!

Mevcut düzende halkın yönetime katılımı göstermelik ve kağıt üzerindedir. Yapılan seçimler de demokrasi oyunundan başka bir şey değildir.

Bugün sermayenin merkezileşme ihtiyaçları nedeniyle gündemden düşmüş görünse de yerelleşme emperyalizmin ve patronların uzun erimli projelerinden biridir. Merkezi yönetimden yerel yönetimlere yetki devri ise esas olarak sermayenin hareketlerini serbestleştirmeyi hedeflemektedir.

Yerelleşmenin sermaye düzeninde işçi ve emekçilerin yoksullaşması anlamına gelen karakteri emekçi halkın kendi yaşamına ilişkin kararlara katılımına engeldir.

Sosyalist bir düzende işçi sınıfı ve emekçilerin yönetime doğrudan katılmasını sağlayacak araçlar geliştirilecektir.

Halkın yerel yönetimlerde söz sahibi olması kalıcı hale getirilecektir. Halkın yönetim üzerinde denetleme, söz, yetki ve karar hakkı güvence altına alınacaktır.

Her mahallede mahalle meclisleri kurulacaktır. Mahalle meclislerinden, işyerlerindeki örgütlü sendikalardan ve meslek örgütlerinden temsilciler ile ilçe meclisleri oluşturulacaktır. Emekçi halkın ihtiyaçları, talepleri ve sorunları yerel meclisler aracılığıyla aşağıdan yukarıya katılımla sağlanacaktır.

2. Kamusal hizmetlerde ihale yasaklanacak!

Bugün kamusal hizmetler ticarileştirilmiş, piyasanın insafına ve sermayenin kar hırsına teslim edilmiştir. En ufak yerel hizmetler dahi ihalelerle, patronlara para aktarmanın aracı haline dönüştürülmektedir. Yerel yönetimlerin ihtiyaçları da yine ihaleler yoluyla patronlara kaynak aktarımının aracı haline getirilmiştir.

İhale sistemi hem yolsuzluk ve rüşvetin hem de kamu kaynaklarının yağmalanmasının teminatıdır. Bu sistem emeğin taşeronlaştırılmasının da kaynağıdır.

Belediyelerde ihale yasaklanacaktır. Bütün yerel hizmetler, belediye eliyle sağlanacak, hiçbir kamusal hizmet ihale edilmeyecektir. Yolsuzluk ve rüşvetin kaynağı kurutulacaktır. Taşeron işçilik tamamen kaldırılacaktır.

3. Rantsal dönüşüm durdurulacak!

Kentlerin inşaat patronlarının kar hırsına ve insafına terk edilmesi kabul edilemez. Kentsel dönüşüm adı altında emekçiler kentlerin dışına itilmekte, kent merkezleri piyasanın ihtiyaçları doğrultusunda ticari amaçlarla ranta açılmaktadır. Bugün her yer betona boğulmuş, kentler yaşanamaz hale gelmiştir.

Bu rant ve yağma düzeni sona erdirilecektir. Kentlerin planlı şekilde gelişimi sağlanacaktır. Çevrenin korunması, arsa spekülasyonlarının önlenmesi, barınma ihtiyacının, nitelikli ve ucuz bir şekilde karşılanması, kent merkezlerinin ve tarihi dokuların sermayenin yağmasından korunması ile ulaşım, kültür, sanat, spor gibi toplumsal ihtiyaçlara erişimin kolaylaştırılmasını sağlayacak önlemler alınacaktır.

Kamu ve tarım arazileri ile ormanların sermayeye rant sağlamak üzere imara açılması durdurulacaktır.

Kanal İstanbul, Topçu Kışlası gibi doğanın talanı ve rantsal dönüşüm anlamına gelen bütün projeler engellenecektir.

Deprem riski altında olan kentlerimiz yeniden yapılandırılacak, bunun için büyük bir kamulaştırma politikası devreye sokulacaktır. Bu çerçevede bugüne kadar saptanmış deprem toplanma bölgelerine verilen imar izinleri iptal edilecek, buralara inşa edilen binalar yıkılacak ve bu alanlar deprem toplanma alanı haline getirilecektir.

Kamu arazileri ranta değil tarıma açılacak, buradan elde edilen bütün ürünler halkın ihtiyaçları için ve doğrudan halkın kullanımına sunulacaktır.

4. Bütün kaynaklar kamu yararı ve halk için kullanılacak!

Bugün kamu kaynakları halk için değil bizzat patronlara kaynak aktarımı için kullanılmaktadır. Yerel yönetimlerin elde ettiği gelirler bir yandan sermayeye aktarılırken, bir yandan da tarikat ve cemaatlere de peşkeş çekilmektedir.

Piyasa anarşisine ve sermayeye karşı bütün kaynaklar kamu yararı ve emekçiler için kullanılacaktır. Yerel yönetimlerin hiçbir kaynağı kamu yararı dışında kullanılmayacaktır.

Belediyelerden her yıl yüz milyonlarca liralık fon alan cemaat, tarikat ve vakıf adındaki gerici örgütlenmelere aktarılan bütün kaynaklar kesilecektir.

Cemaatlere, tarikatlara ve vakıflara tahsis edilen taşınmazlar geri alınacaktır.

Başakşehir Futbol Kulübü örneğinde olduğu gibi spora destek kılıfıyla belediye kaynaklarının yağmalanmasına izin verilmeyecektir.

Belediyelerde, danışmanlık hizmetleri adı altında yapılan soygunlara son verilecektir.

Belediyede çalışan hiçbir üst düzey yönetici, ortalama işçi maaşından daha fazlasını alamayacaktır.

Yerel yönetimlerin bütün gelir giderleri her ay düzenli olarak halka ilan edilecektir.

Kaynakların etkin olarak kullanılması ve toplumsal ihtiyaçların planlanması için bütün yerelliklerde planlama merkezleri kurulacaktır. Yerel yönetimler meslek örgütleri, üniversiteler, bilim insanları tarafından oluşturulacak planlama merkezleriyle şekillenecektir.

5. Kamusal hizmetlerin özel sektör eliyle yürütülmesine son!

Türkiye'de kapitalizm ciddi bir kriz yaşamaktadır. Türkiye kapitalizminin yaşadığı krizlere karşı, kamuya ait kaynaklar sermaye sınıfına aktarılmaktadır.

Kaynakların etkin kullanımı ancak kamusal hizmetlerin yine kamu eliyle yürütülmesiyle mümkündür.

Piyasa anarşisi ve sermayenin yarattığı yıkım karşısında bütün hizmetler kamu eliyle yürütülecek, kamusal işletmeler kurulacaktır.

Kamusal hizmetlerin özel sektör eliyle yürütülmesine son verilecek, bu şekilde çalışan tüm özel işletmeler engellenecektir.

6. Halk Birlikleri kurulacak!

Sermayenin yarattığı kriz nedeniyle bugün halkımız giderek yoksullaşmakta, gelirleri enflasyon karşısında erimektedir. Gıda başta olmak üzere temel ihtiyaçların pahalılaşması yoksulluğun kaynaklarındandır.

İşçi sınıfı ve emekçilerin yüksek enflasyon karşısında yoksullaşması ve gıda gibi en temel ihtiyaçların giderek pahalılaşması temel ihtiyaçlara erişimde büyük zorluklar doğurmaktadır. Bu zorlukları ortadan kaldıracak tedbirler, tüccara mahkum edilen tarım üreticisinin yaşadığı zorluklar da gözetilerek, hayata geçirilecektir.

Her mahalleye “Halk Birlikleri” kurulacaktır. Gıda başta olmak üzere halkın en temel ihtiyaçları doğrudan üreticiden emekçi halka ulaştırılacaktır.

7. Kadınların özgürlüğü için ev işleri ücretsiz kamu hizmeti olacak!

Kadınların üretim sürecine ve toplumsal yaşama katılımının önündeki en büyük engel ev işlerinin kadınlarının üzerine yıkılmasıdır.

Çocuk, hasta, yaşlı bakımı başta olmak üzere, kadınların üzerine yıkılan ev işleri ve ev içerisine devredilen bütün bu yükler kamu hizmetleri olarak toplumsallaştırılacaktır.

Bütün yerelliklerde yeterli sayıda kreş, hasta ve yaşlı bakım evleri, çamaşırhane ve aşevleri hizmete açılacaktır. Bütün bu hizmetler ücretsiz olacaktır.

8. Su ve kent içi ulaşım ücretsiz olacak! Kent içi ulaşım kamu tarafından sağlanacak!

Bugün halkın en temel hakları ücretli hale getirilmiştir. Halkın ödediği vergilere rağmen bütün kamusal hizmetler paralıdır.

Maliyeti ödenen vergilerle fazlasıyla karşılanan ve en temel haklarından olan su ve kent içi ulaşım ücretsiz olacaktır.

İstanbul'da İDO başta olmak üzere, özel sektöre devredilen kent içi ulaşım tüm vatandaşların ücretsiz yararlanacağı kamusal bir hak haline getirilecektir.

Deniz ve demiryolu taşımacılığı başta olmak üzere kent içi ulaşım kapasitesi merkezi planlama ile arttırılacaktır.

9. Emekçi halka yeni ve özgür bir yaşam sağlanacak!

Bugünkü sömürü düzeninde emekçiler kendilerini geliştirme fırsatı bulamıyor. Her emekçi kendisini iş dışında geliştirme, yeni beceriler kazanma, dünyadaki gelişmelerden haberdar olma hakkına sahiptir.

Bunun için her semtte sinema, tiyatro, tartışma merkezi, beceri atölyeleri ve kütüphanelerin yer aldığı Halk Kültür Evleri kurulacaktır.

Emekçilerin bilimsel ve teknolojik gelişmelerden haberdar olması için ilçelerde bilim merkezleri açılacaktır.

Bütün bu hizmetler emekçilere ücretsiz olarak sunulacaktır.

Amatör spor branşlarının ve sporcuların desteklenmesi sağlanacaktır. Emekçilerin sağlıklı bir yaşam sürebilmesi için semtlerde ücretsiz spor kompleksleri kurulacaktır.

Emekçi halkın kültürel birikimini arttırmak için kent merkezlerinde ücretsiz internet ağları yaygınlaştırılacaktır.

Eşit ve özgür bir yaşam için,
Bağımsız bir ülke için,
Yaşanabilir kentler için,
Yağma yok, sosyalizm var!

22 Şubat 2019
bu başlıktaki tüm girileri gör
dubai vize izmir masaj izmir masaj salonu