meb'in yeni açıkladığı ve abf'nin bilimsel alt yapısı olmadığını, toplumda yaralar açarak farklı inançlara karşı hoşgörü kültürünü kaldıracağını düşündüğü yeni müfredata karşı yaptığı açıklamadır.
tam metni aşağıdadır.
basına ve kamuoyuna;
?Hararet Nardadır Sacda değildir,
Keramet Baştadır Tacda değildir,
Her Ne Arar İsen Kendinde Ara,
Mekke?de Kudüs?te Hac?da Değildir?
Diyenlerdeniz..
Ülkemiz 3 ayrı bataklığa saplanmış durumdadır. Birbirini besleyen oluş nedenleri aynı olan İrtica, Terör ve Ekonomik kriz. Gerici ve tutucu bu 3 adım öteyi göremeyen yanlış politikalar sonucu çıkmazlarla karşı karşıya olan bir duruma geldik.
Halkın yaşam düzeyini yükseltip laik bir toplum yaratmak gerekirken, yoksul kesimin çocuklarını imam hatip ve Kur-an Kurslarına terketmek, toplum çelişkilerini büyütmektir.
Aleviler bugün toplumun en ağır işlerinde çalışan, emeğinin karşılığını alamayan, güvensiz devlet katında yeri olmayan, karanlığa terkedilmiş durumdadır. Alevilerin bugün geldiği durum Segregasyondur. Yani ayrışma, birbirinden tamamen ayrılma, azınlık ve çoğunluk birbirini tanımama durumudur.
Zorunlu Din Dersleri ile oruç tutan tutmayan, namaz kılan kılmayan, İslam?ın kendilerine göre gereğini yapan yapmayan ayrımına yeni müfredatla evrime inanan inanmayan, hayatın varoluşuna inanan inanmayan ayrımı eklenmiştir.
Eğitimde sadeleştirme adı altında İlkokul Ortaokul Lise taslak Müfredatı ile ?içerik kısaltıldı? savunması yapılırken bilimin yerini dini bayramlar, dini günlerde yapılan hazırlıklar, bayramlaşma, 15 Temmuz Darbe günü çocuklara anlatılacak konular olarak eklendi ve bugün topluma dayatılmaktadır.
?Müfredat askıya çıktı? deniyor, Müfredat askıya çıkmaz, mahkeme kararı değildir. Oldu bittiyle hazırlanan müfredat bilimsel demokratik laik toplumsal içerikten yoksul görüntü vermektedir.
?Müfredata ilişkin görüşlerinizi internetten paylaşın? demek, ciddiyetsizliktir. Müfredat taslağı bütün paydaşlarla birlikte hazırlanmalı, komisyonlarda gerekçeleri tartışılmalı, Devlet güdümlü sendikanın isteklerine göre hazırlanmamalıdır.
Müfredatı Askıya Çıkarma Kurnazlığından Vazgeçin!
Çocuklar sağlıklı doğabilirler ancak eğitimli doğamazlar. Davranış değiştirme süreci güçtür, zaman alır. Eğitim yaşama hazırlık değil, yaşamın ta kendisidir. Yaşamla özdeştir. Laik ve bilimsel olmalıdır. Eğitim tamamen bilimselleştirilemezse, gelecek nesillerde kurulacak olan ülkeyi kalkındırma durumu başarılı olamayacaktır. Üretken bir toplum olmaktan çıkılacaktır.
Toplumsal farklılığın belirgin olduğu bizim gibi ülkelerde Laik eğitim ekmek, su,hava kadar gerekli ve zorunludur.
Aleviler olarak ileride bize düşmanca yaklaşım ihtimali olan dindar ve kindar nesil eğitimini ve yeni müfredatı kabul etmiyoruz. Yürürlüğe girmesi gereken müfredatın toplumun çeşitli kesimlerden eğitimcilerin ve bilim adamlarının ortaklaşa bir çalışmayla ortaya çıkartılması gerekmektedir. Türkiye de bilimsel ve laik bir eğitimin asıl şimdi tam zamanıdır.
Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Muhittin Yıldız"