siyasal yaşamdan toplumsal kültüre kadar uzanan `üstyapı`yı, altyapı diye tanımlanan somut `iktisadi ilişkiler`in yönlendirmesi.
dolayısıyla, `karl marx`, `üretim araçları`nın mülkiyetine sahip olanların devlet mekanizmasının dizginini de ellerinde tuttuklarını iddia eder. yani, ülkemize örneklersek; vatanımızın fabrikalarını tekelci burjuvazi mi işletiyor, o halde tabii ki hükümeti de kontrol edecektir. bürokrasiden adalete, sinemadan müziğe, sermaye her şeyin üzerinde tahakküm kuracaktır.
özetlersek, marx`a göre, devlet katında daima `parayı veren düdüğü çalar`.
Politzer`e göre `üstyapı temel tarafından oluşturulur, onunla birlikte kaybolur, o da onun kaderini izler. Bir toplumda egemen fikirleri, gerçekte, o toplumda egemen durumda olan üretim araçlarının mülkiyet biçimi oluşturur.`
(Politzer, 2000 s.389).