istanbul boğazı için türk mühendisleri tarafından inşa edilen acil durum müdahale gemisi.
nene hatun
1857 erzurum doğumlu, yaralı olan ağabeyinin kollarında şehit olması akabinde 3 aylık bebeğini emzirdikten sonra, "seni bana allah verdi. ben de o'na emânet ediyorum" diyerek vedalaştıktan sonra bir kaç saat önce ölen ağabeyinin tüfeğini alarak sokağa fırlayarak milli mücadeleye katılan, gerek çatışmalara katılımıyla gerekse savaş sonrası yaralıların imdadına koşmasıyla kendisini herkese sevdiren erzurum'un düşmandan temizlenmesine kadar mücadeleden vazgeçmeyen kahramanımız.
nene hatun o günleri özetle şöyle anlatmıştır:
ağabeyim hasan cepheden ağır yaralı olarak bir gece önce eve gelmişti. bir yandan ona bakarken, bir yandan da 3 aylık çocuğumu emziriyordum. kardeşim o gece kollarımın arasında öldü. sabaha karşı minarelerden "moskof aziziye'ye girdi" diye haykırışlar başlayınca, kardeşimin alnını öpüp, "seni öldüreni öldüreceğim" diye ant içtim. yavrumu allah'a emanet ettikten sonra, ağabeyimin tüfeğini ve satırımı alıp dışarı fırladım. sel gibi aziziye'ye akıyorduk. tabyanın mazgallarından düşman ölüm yağdırıyordu. düşmanda iyi silah vardı, bizde de iman. ileri atıldım. dadaşlar arasına karıştım. satırım durmadan kalkıp iniyordu.
nene hatun o günleri özetle şöyle anlatmıştır:
ağabeyim hasan cepheden ağır yaralı olarak bir gece önce eve gelmişti. bir yandan ona bakarken, bir yandan da 3 aylık çocuğumu emziriyordum. kardeşim o gece kollarımın arasında öldü. sabaha karşı minarelerden "moskof aziziye'ye girdi" diye haykırışlar başlayınca, kardeşimin alnını öpüp, "seni öldüreni öldüreceğim" diye ant içtim. yavrumu allah'a emanet ettikten sonra, ağabeyimin tüfeğini ve satırımı alıp dışarı fırladım. sel gibi aziziye'ye akıyorduk. tabyanın mazgallarından düşman ölüm yağdırıyordu. düşmanda iyi silah vardı, bizde de iman. ileri atıldım. dadaşlar arasına karıştım. satırım durmadan kalkıp iniyordu.