düşünen, değilse hafıza barındıran bir organı yemek nedeni ile yaşanan bir sendrom. saçma gelebilir, ama bakın bir hele.
oldukça yakın bir arkadaşla içmeye gidilmiş, rakılar söylenmiş, fasılla keyfe gelinilmiştir. her şey çok güzel olacaktır, bu gece hiçbir şey ama hiçbir şey düşünülmeyecek, sadece eğlenilecek, sadece içilecektir ama ne mümkün, arkadaş 2 duble rakı ile zoom olup başlamıştır çatalla bıçakla ineğin beyniyle oynamaya.
- abi sence burada ne vardır?
- nasıl burada ne vardır?
- şey diyorum... yani beynin bu kısmı ne düşünmüştür acaba?
- belki de hiç düşünmemiştir, ne bileyim ben ya?
- bu kararan kısmı beyaz kısmından daha çok şey düşünmüş galiba, öyle gözüküo.
- ?
- şu tırtıklı kısımlarda da kesin otlak - çayır - çimen resimleri vardır.
- abi hani bu gece.
- haklısın ya, unutmuşum. hadi içelim güzelleşelim, şerefine.
rakısından bir yudum alıp çatalıyla beyne uzanır ama gördüğü beyin karşısında az önceki kıvamına bir türlü gelememektedir. garson çağrılır.
- şey... salatayı kaldırabilir misiniz?
- beğenmediniz mi?
- beğendik de... pek sarmadı be bizi.
- ?
garson gidince.
- olum bi daha beyin meyin yok sana!
- ben beyinsiz miyim?
- ?!
beyin salatası yerken yaşanan varoluş sendromu
yemek yerken insanlık tarihine "nedir" açmaktır. ilk inek ne zaman evcilleştirilmiş, yabani ataları kimdi bunların, bunun beynini ilk hangi insan yemeyi akıl etmiş... liste uzar da gider. rahat bırakın da yemeğimizi yiyelim.