önyargısızca, yaşlanmadan, fikirlerini sabitlemeden, belirli bir kalıba oturmadan, kendi içsel deviniminin yolunu izleyerek, "güneş her gün yenidir" düsturunu benimseyerek, gözlerini puslandırmadan yaşamaktır. işte, sırf bu açıdan, günümüz dünyası için bir ütopyadır. çünkü "yabancılaşma çağı" bu; yaşatmazlar böylesini; ya delirtirler ya da beynini yontup kendilerine dahil ederler böylesini.
her doğan günle yeniden doğmak
aslında olması gereken. lakin insanlarda bu kafa ile yaşayabilecek bir dünya bırakmadılar.