koskoca bir hata olduğu -biraz geç olsa da- anlaşılan hadisedir.
serin bir sonbahar akşamında eskiden beri dost olunan bir kimse ile gezilmektedir. sakatat türü yiyecekleri sevmek gibi bir ortak noktanız da vardır. acıkmışsınızdır.
- abi acıktım ben.
- ben de lan.
- aşağıda güzel bir işkembeci biliyorum, gidelim mi?
- harbi mi lan?
... masaya otururulur. hevesle bol tereyağlı ve sarmısaklı bir karışık söylenir. çorbalar gelir. yanına mis gibi limon dilimi de konulmuştur. limon dilimi sıkılacak, üzerine mis gibi kırmızı biber ekilecektir; o biçim olacaktır yani.
ritüelin bütün hazırlığı bittikten sonra kaşıkla çorba karıştırılmaya başlanır. malzeme zengindir.
- hocam, beyin sağlıklı gözüküyor.
- nasıl ya?
- kararmış tarafları az, yani taze. gerçekten iyi bir yermiş burası.
- abi ben dedim bu çorbacı güzeldir diye. tadına da bak ama istersen.
- abi o değil de bu paça kısımlarını neresinden alıyorlar acaba. ayağından değil de yanağından almışlarsa hakikaten süper.
- tadı güzelmiş lan.
-...
ısrarla bakınız: aynı insan bana bunu da yaşattı çünkü;
(bkz: beyin salatası yerken yaşanan varoluş sendromu)