otobüs firmalarının bayram tatillerinde artan yolcu talebini karşılayabilmek için yaptıkları ek seferlerden farklı olarak, bir otobüs sahibi olan üç beş yurdum insanının ``bu işte iyi para var`` mantığı ile girişimciliğe soyunması hadisesidir.
... bayram tatilini memlekette geçirmek için eskişehir`den ankara`ya gelinmiştir ve ankara`dan da aktarmalı olarak elazığ`a gidilecektir. bütün aşti talan edilir bir bilet bulmak için ama nafile, elazığ istikametine giden bütün otobüslerde yer yoktur... o sırada biri yanaşır...
- abi nereye gidecektin?
- elazığ.
- gel benimle... yaz oradan abime bir elazığ.
- ücret ne kadar?
- 80.
-~yuh lan sanki uçağa biniyoruz~ 65 olsa?
- olur.
- araç nereden kalkıyor?
- 138 no`lu perondan.
- iyi ama orası gelen yolcu peronu değil mi?
- siz gidin, biz sizi tam saatinde gelip bindiririz...
- ?...
... neyse, bilet alınır ve cebe konulur. `ulan, hsktr, boyabat tur yazıyor lan bunun üzerinde...` (boyabat sinop`un ilçesidir. boyabat nere, elazığ nere...)
... 138 no`lu peronda ilginç bir bekleyiş... tahminen 1989 ya da 1990 model bir mitsubushi otobüse tıka basa bindirilen yolcular; biz... abuk sabuk tipler, otobüs soğuk, anladım ki çay kahve neyim ikram da olmayacak... neyse, aşti`nin kontrol merkezinden çıkıyoruz. şöför durur ve pencereyi açar.
- ??? (sanırım yolculuk nereye diyen konrol merkezi görevlisi)
- ya bizim firma sinop`a ek sefer çıkardı da...
... sanırım danışıklı dövüş. kontrol merkezindeki adam da bal gibi biliyor ki bu yolculuk sinop`a değil. `ulan düştük mü mafyanın eline?` şüphesi, `ya bu adamlar bizi kırıkkale`de indirirlerse?` paranoyası. hadi canım, yapmazlar o kadarını da herhalde. bileti aldığımız yer belli en azından...
... neyse, ankara çıkışında eline tepsi alarak fason muavini oynayan adam, yolculara yarısı buz olan su ve kolonya dağıtmaya girişiyor. otobüs feci halde soğuk. bir film koysalar da zaman geçse bari. hayır o da yok. ışık düzgün olsa da kitap okusam, hayır o da yok...
sonuç: bu bilet en az 15 gün önceden alınmalı arkadaş.