halı saha futfol karşılaşmaları etrafında yaşanan diyaloglardır.
aynı fakültenin iki sınıf takımı arasında yaklaşık olarak 1 yıldır ayda 1 kez oynanılan zaman zaman kavgalara varbilecek derecede iddialı bir maç kültürü gelişmiştir. maçlar, kasalarca bira, sinema biletleri, kiloyla baklavalar, hatta günü gelmiştir kot pantolonlarına bile oynanmıştır. iki sınıf takımı arasındaki ezeli rekabeti fakültede bilmeyen yoktur ve kantin muabbetlerinde fix muhabbetlerden biridir.
günlerden bir gün... tribün son derece dolu, hoşlanılan kıza ya da sevgiliye, ötesinde dosta düşmana karşı güç gösterilerine dönüşen ısınma turları başlamıştır...
takımın kaptanı ve aynı zamanda kaleci olan zat sorar...
- baba seni tanıyamadım, karşı takımdan mısın?
- yok değilim abi.
- nasıl yani?
- vedat hastalandı da, kendi yerine beni gönderdi.
- homur homur ~muhtemelen a.k senin vedat~... peki hangi mevkide oynarsın abi sen?
- vallahi nereye koysanız orada oynarım.
- abi bir mevki söyle, bak 10 dk sonra maç başlayacak.
- açıkçası...
- açıkçası ne abi?
- açıkçası... ben pek anlamam abi futboldan...
bütün takım dumurun etkisini ve vedat`ın 7 sülalesi faslını atlattıktan sonra bir plan kurar. plana göre maç başlayacak ve bu arkadaş 5. dakikada girdiği ikili mücadele sonucunda `kemiğim kırıldı anam!` tadında sakatlanma numarasına yatacak ve böylece maç iptal olacaktır. maç başlar, arkadaş ilk ikili mücadelesine girer ama o da ne, herif sanki profesyonel bir futbolcu gibi topu ayaktan alır, üzerine harika bir oyun pası açar ve maç boyunca adam geçirir top geçirmez. sonunda maçı kazanırlar ve bu sırrı da yıllar sonra mezun oldukları fakültenin mezunlar mail grubuna bir itiraf olarak yollarlar.