hatice yürekli

kolibandi
1968?de Tokat?ın Almus ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini İzmir?de tamamladı. 1990 yılı başında TKİP`e katıldı. Bu dönem faaliyetlerinden dolayı aynı kentte birçok kez gözaltına alındı, bir süre cezaevinde yattı.

Sonraki yıllarda yaşamını İstanbul?da devam ettirdi. Bu kentte kaldığı tüm süre boyunca işçi çalışması yürüttü. Bu amaç çerçevesinde birçok tekstil fabrikasında bizzat işçi olarak çalıştı.

1995 Nisan?ında gerçekleşen bir operasyonda, Habip Gül ile birlikte kaldığı evden gözaltına alındı. Fakat ifade vermeyi reddetti, hiçbir belgeyi imzalamadı. Yargılanma esnasında ise siyasi savunma yaptı. Bir süre Sağmalcılar Cezaevi?nde tutuklu olarak kaldı.

Dışarı çıktıktan sonra İstanbul`daki örgütsel faaliyetine Rumeli yakası tekstil çalışmasının sorumluluğunu üstlenerek devam etti. Bu görevini İstanbul İl Komitesi üyesi olarak sürdürdüğü bir sırada, Güney çalışmasının ihtiyaçları çerçevesinde Adana, İskenderun ve Antakya`ya geçti, burada sorumluluklar üstlendi.

TKİP Kuruluş Kongresi?ne bu bölgenin delegesi olarak katıldı ve Kongre ön hazırlık sürecinin bir bölümünde yer alan delegelerden biri oldu. Kongre sonrasında Ankara İl Komitesi?nde görev aldı. Çok geçmeden bu kentte gerçekleşen operasyonda yeniden tutuklandı. Aynı operasyonda yakalanan tüm öteki yoldaşlarlarıyla birlikte (içlerinde Ümit Altıntaş da vardı) ifade vermeyi reddetti, hiçbir belge imzalamadı. (Karşılıksız sorulardan oluşan polis tutanağı, Hatice Yürekli payına şu sözlerle bitmektedir: ?Sorulan sorulara cevap vermeyerek, Türk polisini ve Türk mahkemelerini tanımadığını, kimsenin kendisini sorgulayıp yargılayamayacağını beyan etti...?)

Hatice Yürekli, (polisteki beyanına bağlı kalarak) daha ilk duruşmada yaptığı siyasal savunmayla düzeni ve düzen mahkemelerini cepheden yargıladı, tok bir tutumla komünist kimliğini ve mücadelesini savundu. Tutsaklık dönemini Ankara Ulucanlar Cezaevi?nde geçiren Hatice Yürekli, Ulucanlar Katliamı`nı yaşadı ve katliamın ardından açılan davada yargılandı. Bu yargılama esnasında da siyasi savunma yaptı ve mahkeme kürsüsünden katliamın içyüzünü gözler önüne serdi.

Ulucanlar Davası`nda yaptığı savunmasını şu sözlerle bitirmiştir;

?Ben gönüllü bir Ölüm Orucu direnişçisiyim. Bizim Ölüm Orucu?na ?örgüt baskısıyla? gittiğimiz söyleniyor. Bu çok çirkin/çaresiz bir yalandır. Bizler siyasi kimlikleri, gelecek idealleri olan ve bu idealler doğrultusunda yaşayan insanlarız. Devletin bizleri teslim alıp/imha etmeye dönük planlarına karşı en önde durmak, ölümüne direnişin ilk gönülleri olmak bir onurdur bizim için. Hiç kuşku duymuyorum ki, tüm arkadaşlarımız ilk gönüllüler içinde olmayı istemektedirler.?
http://www.wikisosyalizm.org/Hatice_Y%C3%BCrekli
dubai vize izmir masaj izmir masaj salonu