karl marx`ın sınıf çatışması üzerine olan bakış açısıdır.
toplumu denge noktasına doğru ilerleyen bir organizma olarak ele almakla beraber, toplumun temel birimlerini kurumlar değil, sınıflar oluşturur. her aşamada çatışan sınıflar değişmektedir. sonrada sınıfların dolayısıyla çatışmanın ortadan kalkmasıyla toplum göreli dengeye oturur.
toplumun yapısı altyapı yani ekonomik ilişkiler belirler. ekonomik ilişkiler, bu ilişkilerde bulunanların iradeleri dışında meydana gelir ve toplumun maddi üretim araç ve olanaklarıyla belirlenir. her bir yeni üretim biçimi yeni sınıfları ve ideolojiyi doğurur.
marx`ı diğerlerinden ayıran en önemli fark, evrimin müdahalelerle çabuklaştırılacağını savunmasıdır. `insan çevresindeki koşullar tarafından etkileniyorsa o halde bu koşullar insanoğlunun eliyle biçimlendirilmelidir`.
marx, aynı zamanda çatışma kavramında da ayrılmaktadır. toplum ahenk ile değil patlak veren çatışmalarla denge noktasına gelir.
1- `diyalektik ve tarihsel maddecilik`: etkin toplumsal güçler aynen doğal güçler gibi, onları anlayamadığımız sürece körlemesine ve yıkıcı bir şekilde işler. fakat onları anlayınca eylemlerini ve yönlerini bilince artık kendi irademize göre biçim vermek ve bu güçleri kendi amaçlarımıza göre kullanmak olanaklı olur.
2- `değisme`: değişme, üretim biçimine ve toplumdaki sınıflar arasındaki dinamiğe bağlıdır. her toplumda belli üretici güçler ve bir üretim biçimi vardır. makine, alet ve iş kollarıyla insanlar üretim güçlerini belirler. bunlar ise üretim ilişkilerini düzenler. üretim araçlarının gelişmesiyle, üretici güçlerinin çatışması sonucu, üretim biçimi değişmeye zorlanarak toplumsal devrimi meydana getirir.
3. `asya üretim biçimi`: marx, tarihe maddecilik açısından baktığından belli biçimlerin zorunlu olarak birbirini izlediğini görmüştür. ilkel-komünal üretim biçimi, köleci üretim biçimi, kapitalist üretim biçimi. bu üretim biçimi için beşli şema fikrini ortaya atan marx, bunun determinist ve evrimci modeller altında incelenmesi gerekliliğini savunmuştur.