göremediğimiz ve açığa çıkaramadığımız, jakoben insan tiplerinin yaşattığı acılar.
çevreyi dikkatlice analiz ettiğimiz zaman insanların her karşı düşünceye almış olduğu tavırlar, acıları körüklemekten başka hiçbir sonuca vardırmıyor güzelim yaşamı. okumuşundan tutunda, cehalet bataklığına saplanan insanlar ve dünyayı hiçbir şekilde umursamayan her insanla ufacık bir şekilde zıt düştüğün zaman vay haline. kendisine ve düzene göre ''illegal insan'' kisvesine getirilip, hemen dışlanmak aşamasına sokuluyorsun. yufka yürekli insanları bile militanlaştıran sistem, onları kaybetmemek adına fikirsel ittifak kurmuş gibi davrandırıyor insanı ister istemez. işçi ve haklarını savunan insan olmak isterken, hayat seni öyle bir yola sürüklüyor ki ''evet bilmem ne fabrikasının yönetim kadrosu haklıdır'' diyebiliyorsun, zamanın acı bir şekilde aktığı anlarda.
istekler, arzular, hakların aranması ve özgürlüklerin peşinden koşmak ve de en önemlisi bu uğurda düşünmek; acılar çektiren insanlar haricinde bütün kitlelerin mutluluğunu istemekten başka bir şey değildir. ayrımcılığın olmadığı bir dünyanın varlığına kimsenin ses çıkaracağını sanmıyorum. o halde savaş çığırtkanlığı yapmaktansa iletişim kurmaya yeşil ışık yakmak gerekmektedir.
15 türk askerinin ölüşü ve bir o kadarda pkk militanının ölüşü militarizmin acı yüzüdür. demokratik platformlar kurulup milliyetçilik ilkelliği def edilmediği sürece savaş halinde olan ırklar ''kırmızı çizgilerini'' uygulamaya devam eder. ''kırmızı çizgi''cilik ise etkiye tepki prensibini doğurur. oysa, barışın başka bir yolu olmalıdır.
kapitalizmin kendi varlığını devam ettirebilmek adına uydurulan din ve ırk kavramları sadece kişinin kendi özgürlük kapsamı alanına girmelidir. başka dinleri ve ırkları inkar politikası maalesef acıları yaşatmaya devam edecektir. bu sürdürülen oyun kanlı bir oyundur ve karşılıklı insanlar ölüyor. karşılıklı iyi niyet insiyatifleri artık devreye sokulmalıdır. bu anlamda haksız hegemonya kuran, ''çek defter''lilere ses çıkarmak gerekiyor.
yaşamın şiddetle yaşanmayacağını anlayıp şiddeti yok etmeyi şiddetle değilde diyalogla aramak lazım. jakobenizm insan benliklerinden tasfiye edilmedikçe bir arpa boyu kadar yol alamaz insanoğlu. bu bağlamda jakobenizmin sol kanadını hiç dillendirmiyorum. olurda bir gün devrim olursa o zaman jakobenizm hala daha beynimizi kemirmeye devam ederse onlarada laflar hazırlarım. sorun değil!!!