ayn rand (2 şubat 1905 - 6 mart 1982, ilk adı alissa zinovievna rosenbaum), kurduğu objektivizm felsefesi ve yazdığı yaşamak istiyorum (we the living), ben (anthem), hayatın kaynağı (the fountainhead) ve atlas silkindi (atlas shrugged) kitapları ve objektivizm felsefesiyle tanınan düşünür-yazar.
felsefesi ve kitapları kendi bireycilik, rasyonel bencillik ve kapitalizm mefhumlarını vurgular. devletin özgür bir toplumda yasal ama minimal bir role sahip olduğuna inanan rand, bir anarşist değil ama bir minarşist'tir. (bu tanımı kendi kullanmamıştır.)
romanları kendisine özgü oluşturduğu bir kahramanın tanıtımını merkez alır, kahraman kendi yeteneği özgünlüğü ve bağımsızlığı yüzünden toplumla çatışır, ama bu çatışmalar onun hataları yüzünden değil, rasyonel davrandığı ve yürekten gelen bir şekilde kendi çıkarı için çalıştığı için olur. rand'a göre rasyonel düşünen akıllar için çatışma söz konusu değildir. kahraman yine de idealleri doğrultusunda devam eder. rand bu kahramanı ideal insan olarak görür ve literatürünün bu tip insanlar için bir tanıtım yeri olmasını amaç edinir.
o'na göre,
* insan değerlerini ve hareketlerini mantık kullanarak seçmelidir,
* bireylerin kendilerini başkaları için feda etmeden ve aynısını başkalarından beklemeden kendi amaçları için yaşamaya hakları vardır,
* kimsenin bir başkasının haklarına güç kullanarak tecavüz etmeye ya da güç kullanarak ona kendi fikirlerini empoze etmeye hakkı yoktur.
ayn rand rusya'da saint petersburg'da doğdu. yahudi bir ailenin üç kızının en büyüğü idi. ailesi agnostik ve dine karşı ilgisizdi. küçük yaşlarından itibaren edebiyat ve sinemaya ilgi duydu. yedi yaşındayken hikayeler ve oyunlar yazmaya başladı. annesi ona fransızca öğretme görevini üstlendi ve çocuklar için hikayelerin bulunduğu bir dergiye abone oldu. bu dergilerde rand ilk çocukluk kahramanını buldu: rudyard kipling tarzı bir hikaye olan gizemli vadi'de yerli bir subay, cyrus paltons.
gençlik yılları boyunca sir walter scott, alexandre dumas ve diğer romantik yazarların kitaplarını okudu ve genel olarak romantizm akımına karşı tutkulu bir sevgi besledi. 13 yaşında victor hugo'yu keşfetti ve romanlarına aşık oldu. sonraki yıllarda rand onu en sevdiği, dünya edebiyatının en büyük roman yazarı olarak adlandırmıştır.
petrograt üniversitesi'nde felsefe ve tarih okudu. üniversite yıllarında yaptığı en büyük keşifler edmond rostand, friedrich schiller ve fyodor dostoevsky oldu. rostand'a zengin, romantik hayal gücü, schiller'e de büyük, kahramansı etkisi yüzünden hayranlık besledi. dostoevsky'e kurduğu drama ve yaptığı derin ahlaki analizler yüzünden hayrandı, ama felsefesine ve hayat anlayışına derinden karşıydı.
kısa öyküler ve oyunlar yazmaya devam etti, ve yoğun bir şekilde anti-sovyet fikirler içeren düzensiz bir günlük tuttu. nietzsche ile de tanıştı, zerdüşt böyle diyordu'daki kahramanca ve özgür adamı yüceltişini beğendi, ama aynı zamanda felsefesine romanlarının önsöz kısmında haşince eleştirecek kadar karşı oldu.
rand'ı açık ara en çok etkileyen isim özellike mantık adlı eseriyle aristotales'tir, onu gelmiş geçmiş en büyük filozof olarak gördü ve sonradan etkilendiği tek filozof olduğunu söyledi.
sonradan 1924'te devlet sinema sanatları enstitüsüne girdi ama 1925'te kendisine amerika'daki akrabalarını ziyaret etmek için bir vize verildi. şubat 1926'da 21 yaşında abd'ye geldi ve akrabalarıyla chicago'da geçirdiği kısa bir süreden sonra bir daha hiçbir zaman sovyetler birliği'ne geri dönmemeye karar verdi. senarist olma hayali ile hollywood yollarına düştü.
sonradan ismini ayn rand olarak değiştirdi. ismini remington rand daktilosundan aldığına dair bir rivayet vardır ama o ayn rand ismini daktilo piyasaya çıkmadan önce kullanmaya başlamıştır. ayn adını finlandiyalı bir yazardan etkilenip aldığını söylemiştir. bu finlandiya-estonyalı bir yazar olan aino kallas olabilir, ama fince konuşulan ülkelerde bu isme ve varyasyonlarına sıklıkla rastlandığı için kesin olarak bilinmiyor.
başlangıçta hollywood'da bocaladı ve basit ihtiyaçlarını karşılayabilmek için tuhaf işlere girdi. ek olarak cecil b. demille'in king of kings'inde çalışırken gözüne çarpan hırslı, genç bir aktörle tanıştı, frank o'connor. ikisi 1929 yılında evlendiler. 1931 yılında rand amerikan vatandaşlığına kabul edildi.
edebi ilk başarısını 1932 yılında red pawn adlı senaryosunu universal stüdyolarına satarak yakaladı. ardından 1934'te 16 ocak gecesi (night of january 16th) adlı eserini yayımladı ve bu eser büyük ölçüde başarılı oldu. sonra 1936'da yaşamak istiyorum (we the living), 1938'de de ben (anthem) adlı romanlarını yazdı.
yaşamak istiyorum amerikalı eleştirmenlerden orta, ingiltere'de ise iyi bir tepki aldı, ama anthem tuhaf yayımlanma hikayesi yüzünden sadece ingilterede ama önemli bir beğeni kazandı. rand amerikayı o yıllarda etkisine alan kızıl dönem'e (the red decade) son derece karşıydı ve aslında anthem amerikada yayıncı bile bulamadı, ilk baskısı ingiltere'de yapılmıştır. bunun yanında, rand hala edebi üslunu tam olarak geliştirememişti ve romanları hala gelişmesini tamamlamamıştı.
roma'daki scalara film şirketi tarafından 1942'de ayn rand'ın haberi olmadan yaşamak istiyorum kitabı üzerine 2 film yapıldı: noi vivi ve addio, kira. benito mussolini yönetimindeki italyan hükümeti ikisini de sansürledi fakat anti-sovyet içeriği yüzünden yayınlanmasına izin verdi. filmler başarı kazandı ve halk çabucak filmlerin komünizm'e olduğu kadar faşizm'e de karşı olduğunu anladı, kısa süre sonra da hükümet yasaklamaya karar verdi. sonradan filmler elden geçirildi ve rand'ın onayı ile we the living adı ile 1986 yılında yayınlandı.
rand'ın profesyonel anlamda ilk büyük başarısı yazımı 7 sene süren ve 1943 yılında yayınlanan hayatın kaynağı (the fountainhead) romanı oldu. roman 12 yayıncı firma tarafından "fazla entellektüel ve amerikan düşünce tarzına karşı" olması gerekçesiyle geri çevrildi, "bu kitabı okuyacak bir kitle yok" 'tu. sonunda kitap archibald ogden'in kitabı beğenmesi ve editörlük kurulunda kabul ettirmesi sayesinde bobbs-merrill company yayınevi tarafından basıldı. ilk zorluklara rağmen hayatın kaynağı dünya çapında bir başarıya kavuşarak ayn rand'a ün ve ekonomik rahatlama getirdi.
hayatın kaynağı'nın teması "insanın ruhundaki bireycilik ve kollektivistlik"tir. beş ana karakteri konu alır. başkahraman howard roark, rand'ın idealidir, yüce ruhlu, kendi fikirlerine ve ideallerine güçlü biçimde bağlı, hiçkimsenin bir başkasının tarzını herhangi bir alanda, özellikte mimaride kopya etmemesi gerektiğini düşünen bir mimar. romandaki diğer tüm karakterler yoğunluğu değişmekle birlikte ondan değerlerinden feragat etmesini talep ederler ama o kararlılığını muhafaza eder. roark'ın ilginç bir başka yönü de, bu savaşını alışılagelmiş diğer kahramanlar gibi özgünlüğü ve dünyanın adaletsizliği ile ilgili uzun ve tutkulu monologlara girerek değil, aksine kibirli, neredeyse küçümseyici bir suskunluk ve birkaç küçük söz ile yapar.
rand'ın "magnum opus"u, en büyük eseri atlas vazgeçti'dir. (atlas shrugged) 1957 yılında yayımlanmış ve dünya çapında bir bestseller olmuştur. (kitabın adının türkçe karşılığı "atlas silkindi"'dir. dünyayı sırtında taşıyan atlas'ın artık vazgeçtiğine yapılan bir göndermedir. türkçe çevirisinde "atlas vazgeçti" ismi kullanılmıştır.) atlas vazgeçti, ayn rand'ın objektivist felsefesini en iyi ve bütün şekilde anlattığı romanıdır. kitapta yer alan şu sözleri düşüncesini özetler:
"benim felsefem, özünde, hayattaki ahlaki amacı kendi mutluluğunu olan, varlığının yegane amacı ve en yüce eseri olarak yaratıcı üretkenliğini gören kahramansı bir varlık, bir insan konseptidir."
atlas vazgeçti'nin ana teması "insan aklının toplumdaki rolü" dür. rand sanayiciyi tüm toplumlardaki en değerli organ olarak görür ve sanayicilere karşı duyulan genel kızgınlığı son derece sert bir biçimde eleştirir. bu duyguları onu amerikalı sanayicilerin greve gittiği ve dağlık bir alanda saklanmayı seçtiği bir roman yazmaya iter. toplumun sömürücü olarak gördüğü, aşağıladığı ve suçladığı bu idealist, yaratıcı insanların kaçmasıyla amerikan toplumu ve ekonomisi genel anlamda çöküşe girer. hükümet sanayi üzerindeki zaten boğucu olan kontrollerini artırarak tepki gösterir. roman her ne kadar politik bir temayı merkez almışsa da seks, müzik, tıp ve insan yetenekleri gibi birçok farklı ve kompleks meseleyi irdeler.
nathaniel branden, karısı barbara, alan greenspan ve leonard peikoff gibi başkaları ile birlikte ayn rand, felsefesini tanıtmak ve yaymak üzere objektivist hareketi başlatır.
1950'de rand new york'a taşındı ve 1951'de 19 yaşında genç bir psikoloji öğrencisi olan nathaniel branden ile tanıştı. 14 yaşındayken hayatın kaynağı'nı okuyan branden rand'ın açığa çıkan objektivist felsefesini kendisiyle tartışmaktan zevk alıyordu. branden ve bazı arkadaşları ile birlikte bir grup oluşturdular ve ileride birleşik devletler merkez bankası başkanı olacak alan greenspan'ın da katılımından faydalandılar. yıllar sonra her ikisi de evli olmasına rağmen rand ve branden'ın arkadaşlıkları romantik bir ilişkiye dönüştü. eşleri tarafından kabullenilmesine rağmen bu ilişki branden'ın önce eşinden ayrılmasına sonra da boşanmalarına sebep oldu. 60 ve 70'li yıllarda rand objektivist felsefeyi kitaplarıyla ve çeşitli üniversitelerde yaptığı konuşmalarla geliştirip yaydı. konuşmalarının çoğunu nathaniel branden'ın felsefeyi yaymak için kurduğu nathaniel branden estitüsü'nde (nbı) yaptı.
1968'de karmaşık bir dizi ayrılma-birleşmeden ve nathaniel branden'ın patrecia scott ile olan ilişkisini öğrendikten sonra hem kendisi, hem de karısı barbara branden ile olan münasebetini kesin bir şekilde bitirdi. (bu ilişki rand-branden ilişkisiyle çakışmamıştır.) rand nbı ile ilişkisini bitirdi ve "the objektivist" dergisinde yayınladığı bir mektupla branden ile olan ayrılıklarını duyurdu. birdaha biraraya gelmediler ve branden objektivist harekette bir "persona non grata" oldu.
sonradan başka ayrılıkların ve kocasının 1979'daki ölümünün de etkisiyle objektivist harekete yönelik aktiviteleri azaldı. son projelerinden biri atlas vazgeçti'nin bir televizyon uyarlamasıydı.
rand yakalandığı kanser hastalığını yendikten sonra 6 mart 1982'de kalp krizinden öldü. mezarı valhalla, new york'taki kensico mezarlığı'ndadır.