türkiye sözlük ilk açıldığı günden beri yaşanan rehavettir. yazarların çoğunun öğrenci ya da çalışan kişiler olmasından dolayı pazar günü sözlüğe girilse bile fazla bir şey yazası gelmemek, ekrana bakınmak hadisesidir. kanımca bu durumu aştığımız gün sözlüğü ispatladığımız gün olacaktır.
sözlükte yaşanan pazar günü rehaveti
pazar tembelliğini doya doya yaşama durumudur.
bir yazarın pazar günü dişçiye gidip tüm gününü orada geçirmesinin verdiği rehavet olabilir.
(bkz: Başkası yazsın ben okuyayım)
sözlük ilk açıldığından bu yana aşılamayan vaziyet. nedense sözlük ilk açıldığından beri pazar günleri sözlüğün en sessiz günü olur. ne yapıyorsunuz bu hafta sonları güzelse biz de gelelim.
pazar gününün verdiği uyuşukluk ve sıcağın etkisi mayışmayla birlikte gelişen durumdur.
bugün kısmen azalmış da olsa devam eden hadise. kaç yıl oldu aşamadık bu mevzuyu. anlaşıldı, sözlükte bir pazarcı tayfası oluşturmak lazım. pazarcı derken öyle değil.
(bkz: sözlüğü okuyup üflemeye götürmek)
kesin büyü var, kesin.
kesin büyü var, kesin.
pazar günü yazarların kendini otomatikman dışarı atma hissi duymasının sonucu yaşanan rehavettir. Silkinmek ve pazar gününü de diğer günler gibi bir gün olduğunu hatırlamak gerekmektedir.
gelişmekte olan sözcüklerin ortak problemidir. olur öyle.
haftanın 6 günü pc başında olan yazarların 1 günü eşine ayırma isteminin sözlük yansımasıdır. sırf bunun için evine internet bağlatmayanları bilirim.
hafta itibari ile devam eden hadise. haftaya pazar sözlükte dansöz oynatacağız.
sözlüğün kronik vakasıdır. insanı hafta sonu sözlüğe yapışmak için ekstra kamçılamaktadır.
hafta itibari ile yinelenen hadise. pazar günü herkesler ayine gidiyor sanırsam.
(bkz: 100 yılda tamamlanan sözlük)