türkiye`de ki medya derinliğini bilemeyeceğim ama ne kadar sığ olduğu hakkında bir fikrim mevcut. türkiye`nin şu an içinde bulunduğu tüm sorunların asla çözülemeyecek olmasının, insanların tamamen ayrışmasının, dünyayı görememesinin, birbirini sürekli itham etmesinin tek sorumlusu doksanlı yılların medyasıdır. gözümüzün önüne o dönemi getirdiğimizde yeni yeni kurulan özel televizyonlar ile birlikte bir acemiliğin, o dönemdeki siyaset algısının, devlete yaranma girişimlerinin getirdiği bir durum vardı. star, kanal 6, kanal d, show tv bunların yaptıkları programlar özellikle de ana haber bültenleri bu ülkeye 12 eylül`den daha büyük zarar vermiştir diye düşünüyorum. gülgün feyman, reha muhtar, ali kırca gibi spikerlerin haberleri nasıl sunduğunu, kullandıkları cümleleri, arkadaki fon müziklerini çoğu kişi hatırlıyordur. insan o zaman farkına varmıyor ama şimdi dönüp baktığında şu an çevresindeki insanların, ailesindeki bireylerin, siyasetçilerin, esnafın vs vs tüm algı bozukluğu, siyasete, hayata,futbola,azınlıklara,dine bakışı ve kullandıkları cümleler tamamen o dönemin ürünü. elbette bunu daha da geriye götürebiliriz ancak en yakın zamandaki etkileri doksanlı yılların medyasıdır. ahmet kaya`nın ülkeden gönderilmesi,ülkede fink atan mafya,çete,derin devlet mensuplarının poh pohlanması, kürtlere ve aklınıza gelebilecek bütün ötekilere karşı oluşturulan algı ve ekranlardan pompalanan milliyetçilik,derin devlete yaranma girişimleri bunun gibi bir çok olayın baş aktörü medya olmuştur. sonuç olarak etkileri günümüzde de devam etmektedir. türkiye deki en az iki nesil bu dünyadan ayrılmadıkça da düzelmeyecektir.