her yeni kitabı bir öncekinden kötü olan fakat yine de sürükleyiciliğiyle kendini okutmayı başaran polisiye kitap yazarı.
gerek öyküleriyle, gerek romanlarıyla beğeni toplamış, aralara serpiştirdiği bilgilerle ufkumuzu açmıştır.
gaziantep`li bir istanbul aşığıdır. özellikle istanbul hatırası isimli kitabında şehir ile ilgili çok güzel ve detaylı bilgiler verilmektedir.
kendisi artık polisiye kitaplarda `katil kim?` sorusunun ön planda tutulmaması gerektiğini düşünüp, daha çok cinayet etrafında geçen olaylar örgüsüne önem veriyor olsa da bir polisiye yazar için insanları meraklandırmak ve ters köşeye yatırmak önemlidir. zaten memlekette kaç tane polisiye yazar kaldı, yapmayın lütfen.
fazla popüler olmanın yaramadığı bir yazardır aynı zamanda. kitap öncesi program program gezmesi kendisine ve geçmişine yakışmamaktadır, evet o da reklamını yapıp kazanacağı paraya bakıyor elbet ama bir yazarın öncelikli derdi para olmamalıdır. bu davranışını `beyoğlu`nun en güzel abisi` isimli kitabında kendisi de eleştirmektedir fakat yapmaya devam ettiği için bu da itici durmaktadır.
bu kadar eleştiriye rağmen yeni kitap çıktığında koşa koşa almaya gideceğimden de şüphem yok. böyle de sevdiriyor kendini.
son olarak, son kitabında haddinden fazla bahsettiği `gezi` olaylarına değinecek olursak, başlarda duygulandırmış ve memnun etmiş olsa da o kadar suyunu çıkartmış, olayları o kadar fantastik bir hale getirmiştir ki `gezi`nin ekmeğini mi yiyor acaba` diye düşünmekten kendimizi alamayız.