felsefe için zenginliğin gerekmesi

benden yazar olmaz
insanlık tarihinin en büyük açmazına ışık tutan haldir...

şöyle ki, bugün birçok devletin ölçüt kabul ettiği antik yunan filozofları zengin ailelerin fertleri idiler; köleler çalışırken onlar düşünsel üretimde bulunuyorlardı.

mezopotamya ve mısır`da da böyle oldu. zengin sınıf coğrafi bilgiler elde etti.

karl marks zengindi, engels zengindi...

bu biraz da, onların zenginliklerini iyi yönde kullanması idi belki de ama...

ama.. yine de, bu halin gerçekliği, insanlığın çelişkisi olmaktan kurtulamadı...

...
bunun tek bir çözümü vardır: her ne olursa olsun, herkesin eşit derecede günde 4 saat çalışması ve geri kalan zamanlarda sanat, felsefe ve bilim ile ilgilenmesi...

işte, köy enstitüleri tam da böyle bir şeydi. günde 4 saat tarlalarında çalışan insanlar, geri kalan zamanlarda sanat, felsefe ve bilim ile uğraşıyordu. ama işte, bazı ağa kafalılar insanlar ile eşit derecede çalışmayı kendilerine yediremediler ve bu enstitü de bu yüzden kapandı. niye? `komünizm gelecek` endişesi ile, herkes eşit derceede emek verecek ve sınıflar arasındaki fark ortadan kalkacak diye...

işte, bu zihniyetin eseridir günümüzde yaşadığımız çarpıklık. hiçbir felsefi birikimi olmadığı halde bir anda meşhur olan sözüm olan sanatçı(!)ların çuvallaması da bu yüzdendir.

bir toprağa ne ekersen onu alırsın kardeşim... biz düzgün bir yaşam koşulu ekiyor muyuz ki bu memlekette düzgün sanatçı/filozof/bilim insanı görelim?
var mı başka türlü mümkünü?
bu başlıktaki tüm girileri gör
dubai vize izmir masaj izmir masaj salonu