vakti zamanında, yaşça biraz daha küçük olduğumuz dönemlerde -hele bir de aşk da varsa arada-, `kesin o çaldırmıştır. evet, deliler gibi seviyor ama naz yapıyor.` denilen bir durumdu.
şimdi diyeceksiniz ki, `ulan ne yaşı? zaten memlekette gsm operatörleri yaygınlaşalı daha topu topu 10 sene oldu.` haklısınız vallahi. ağzıma mıçayım ki ben biraz geç büyümüşüm ve uzun yıllar bu durumu öyle sandım. salak saçma hayaller kurdum, kendi kendime havalara girdim ve en sonunda elime verdiler bu teraneden. neyse, bu terane uzun yıllar devam ettikten sonra, zamanla öğrendim ki, `sizin deli gibi aşık olduğunuz kişi değil bu çaldıran.` o şu an kimbilir aklından kimleri kimleri geçiriyor ama bir tek siz geçmiyorsunuz onun aklından. hele bir de bu çaldırma durumu, ısrarla seri olarak her gün cereyan ediyorsa, aşık olduğunuz kişi hiç değil; unutun. ya size kancayı fena halde takmış platonik bir kişidir -ki siz onunla 1 dakika yan yana gelseniz korkarsınız-, ya da bu durumdan ayar aldığınızın farkında olan yakın bir arkadaşınızdır sizi işleten. o yüzden, hiç tınlamayın. bırakın çaldırsın.