ölmüştür.
erken ölmüştür. elindeki kanların, insan çığlıkların, anne gözyaşlarının, baba feryatlarının, çocuk ağlamalarının hesabı durmaktadır daha.
erken ölmüştür. Erdal Eren`in son bakışındaki huzuru görecekti daha.
erken ölmüştür. daha çekmesi, canlıyken uzuvlarının parça parça çürümesi ölümüne sebep olacağı gerekçesiyle alınması gerektiği söylenmekteydi.