adı Ataköy olarak değiştirilmiş belde, ya da belediye.
yazılanların düşündürdüğü gibi küçük bir köy değildir. yolları bakımlı, temiz bir yer. birbirine yakın ve nispeten yeni sayılan camiler de dikkat çekiyor. sık ve çok olmasa da çarşaflı kadınlar, sarıklı sakallı erkekler yürüyüşe çıkmış.
oraya kadar gitmişken mahir çayan ve yoldaşlarının katledildiği evi görmeden dönmek olmaz. bakkala sordum evi. o ana kadar güler yüzlü 30 lu yaşlarında olan bakkalın suratı değişiyor. asık suratlı biri olup çıkıyor. "şurda 1 km çıkın sağda" diyor. 1 km çıktık evet kızıldereye gelmiştik. bir evin duvarında kocaman ve büyük harflerle "Kızıldere" yazıyor. bulamadık evi. bir kadın gördüm ve sordum. "merhaba mahir'lerin evi buralarda mı?" buyrun dedi kadın önümüzden yürüdü bize evi gösterdi. evde yaşayan varmış. o zamanlar ki sahibinin torunları oturuyormuş. normalde kapıyı çalıp sohbet ederdim ama ne diyecektim ki evde oturanlarla....
ev tadilattan geçmemiş, kurşun izleri hala duruyor deniliyordu ki benim gördüğüm ev baya baya tadilattan geçmiş. yapılmış. çatısında güneş enerjisi falan var. yani öyle harabe, delik deşik bir evle karşılaşmazsınız.
katliam evinin olduğu bölgedeki insan profili ile merkezdeki profilin bu kadar farklı olması aslında pek şaşılacak bir şey değil. bakkalın kızgın tavrı da öyle. bize evi gösteren kadının tavrı da. evden çıktığımızda şehre doğru genel bir baktım. benim fotoğraflarda gördüğüm yer değil. gelişmiş bir şehir. çok ilgilenilmiş bir şehir. bir belde, bir belediye.
halkı da dönüşmeye başlamış bir yer.