11
bayezid pasa manisaya gelmis, torlak kemali anda bulup ani dahi anda asmis,
on vilayet reftis edilerek giderilecekler giderilmis ve on vilayet betekrar
bey kullarina timar verilmisti.
rehberimle ben bu on vilayetten gectik. tepemizde akbabalar dolasiyor ve
zaman zaman acaip cigliklar atarak karanlik derelerin icine suzuluyorlar,
henuz kanlari kurumamis korpe kadin ve cocuk olulerinin ustune iniyorlardi.
yollarda gunesin altinda, genc, ihtiyar erkek cesetleri serili oldugu
halde, kuslarin yalniz kadin ve cocuk etini tercih etmeleri karinlarinin
ne kadar tok oldugunu gosteriyordu.
yollarda hunkar beylerinin alaylarina rastliyorduk.
hunkar bey kullari; curumus bir bag havasi gibi agir ve buyuk bir guclukle
kimildanabilen ruzgarlarin icinden ve parcalanmis topragin ustunden
gecerek, rengarenk tuglari, davullariyla ve cengu cigane ile timarlarina
donup yerlesirlerken biz on vilayeti biraktik. gelibolu karsidan gorundu.
rehberime:
- takatim kalmadi gayri, dedim, denizi yuzerek gecmem mumkun degil.
bir kayik bulduk.
deniz dalgaliydi. kayikciya baktim. bir almanca kitabin ic kapagindan
koparip kogusta bas ucuma astigim resme benziyor. kaln biyigi abanoz
gibi siyah, sakali genis ve bembeyaz. omrumde boyle acik, boyle
konusan bir alin gormemisimdir.
bogazin orta yerine gelmistik, deniz durmamacasina akiyor, kursun boyali
havanin icinde sular kopuklenerek kayigimizin altindan kayiyordu ki
kogustaki resme benzeyen kayikcimiz:
- serbest insan ve esir, patrici ve plep, derebeyi ve toprak kolesi,
usta ve cirak, bir kelime ile ezenler ve ezilenler, nihayet bulmaz
bir ziddiyetle birbirine karsi gogus gererek bazen al altindan bazen
aciktan aciga fasilasiz bir mucadeleyi devam ettirdiler; dedi.
12
rumeline ayak bastigimizda celebi sultan mehemmedin selanik kalesindeki
muhasarayi kaldirarak sereze geldigini duyduk. bir an once deliormana
ulasmak icin gece gunduz yol almaya basladik.
bir gece yol kenarinda oturmus dinleniyorduk ki, karsidan deliorman
taraflarindan gelip serez sehrine dogru giden uc atli, dolu dizgin
onumuzden gecti. atlilardan birinin terkisinde insana benzer bir
karalti gormustum. tuylerim diken diken oldu. rehberime dedim ki:
ben tanirim bu nal seslerini.
bu kopukleri kanli simsiyah atlar
karanlik yolun ustunden dortnala gecip
hep boyle terkilerinde bagli esirler goturduler.
ben tanirim bu nal seslerini.
onlar
bir sabah
cadirlarimiza bir dost turkusu gibi gelmislerdir.
bolusmusuzdur ekmegimizi onlarla.
hava oyle guzeldir,
yurek oyle umutlu,
goz cocuklasmis
ve hakim dostumuz suphe uykuda...
ben tanirim bu nal seslerini.
onlar
bir gece
cadirlarimizdan dolu dizgin uzaklasirlar.
nobetciyi sirtindan bicaklamislardir
ve terkilerinde
en degerlimizin
arkadan baglanmis kollari vardir.
ben tanirim bu nal seslerini
onlari deliorman da tanir..
filhakika bu nal seslerini deliormanin da tanidigini cok gecmeddn ogrendik.
cunku ormanimizin eteklerine ilk adimimizi atmistik ki, beyezid pasanin
diger tedbirati saibe ile ormana adamlar biraktigini, bunlarin karargaha
kadar sokulup bedreddinin murudligine dahil olduklarini ve bir gece
seyhimizi cadirinda uykuda bastirip kacirdiklarini duyduk. yani yol
kenarinda rastladigimiz uc atli osmanli tarihindeki provokatorlerin
agababasi idiler ve terkilerinde goturdukleri esir de bedreddindi.
13
rumeli, serez
ve bir eski terkibi izafi:
huzuru humayun.
ortada
yere sapli bir kilic gibi dimdik
bizim ihtiyar.
karsida hunkar.
bakistilar.
hunkar istedi ki:
bu musahhas kufru yere sermeden once,
son sozu ipe vermeden once,
biraz da seriat eylesin abrazi huner
adabu erkaniyle halledilsin is.
hazir bilmeclis
mevlana hayder derler
mulku acemden henuz gelmis
bir ulu danismend kisi
kinali sakalini ilhami ilahiye egip,
`mali haramdir amma bunun
kani helaldir` deyip
halletti isi...
donuldu bedreddine
denildi : `sen de konus.`
denildi : `ver hesabini ilhadinin.`
bedreddin
bakti kemerlerden disari.
disarda gunes var.
yesermis avluda bir agacin dallari,
ve bir akar suyla oyulmaktadir taslar.
bedreddin gulumsedi.
aydinlandi ici gozlerinin,
dedi:
- madem ki bu kerre maglubuz
netsek, neylesek zaid.
gayri uzatman sozu.
mademki fetva bize aid
verin ki basak bagrina muhrumuzu..
14
yagmur ciseliyor,
korkarak
yavas sesle
bir ihanet konusmasi gibi.
yagmur ciseliyor,
beyaz ve ciplak murted ayaklarinin
islak ve karanlik topragin ustunde kosmasi gibi.
yagmur ciseliyor.
serezin esnaf carsisinda,
bir bakirci dukkaninin karsisinda
bedreddinim bir agaca asili.
yagmur ciseliyor.
gecenin gec ve yildizsiz bir saatidir.
ve yagmurda islanan
yapraksiz bir dalda sallanan seyhimin
cirilciplak etidir.
yagmur ciseliyor.
serez carsisi dilsiz,
serez carsisi kor.
havada konusmamanin, gormemenin kahrolasi huznu
ve serez carsisi kapatmis elleriyle yuzunu.
yagmur ciseliyor.
http://epigraf.fisek.com.tr/index.php?num=373