turşu kavanozunda ayakkabı olmak, at organında kelebek etkisi yaratmak gibi bir şeydir.
tamam, striptiz dediysek önümüzde soyunmadı ama soyunsaydı bu kadar olmazdı diyebilirim.
işin vahim tarafı, kemanın büyüsüne kapılmışken zihne kazınan bu izlekselin hafızadan silinmesi de pek mümkün değildir... adamlar orada `master of puppets` yardırırken bu hanım kızımız birden coşa gelmiş, sevgilisine karşı yıldız tilbe`den bozma tuhaf hareketler yapmaya başlamıştır. onu orada görseydiniz `az sonra soyunacak` diyebilirdiniz.
sorgulanması gereken bu kız da değil aslında. bu kızın o konserde ne işi olduğu ya da neden her gittiğimiz konserde müzikle alakasız tipler görüyor olduğumuz... bunun cevabı da çok zor değil aslında. ne zaman ki müzik bir tüketim nesnesi haline getirildi, ne zaman ki sistemi eleştiren bir sanatçının çıktığı konserin bileti 50 milyon oldu, işte bu `param var ulan girerim` insanları sırf ortam olsun diye peydah olmaya başladılar mekanlara. olan ise o müziği gerçekten dinlemek isteyen ama dinleyemeyen sana bana oldu.