mehmet y. yılmaz'ın reza zerrab la ilgili yazısıdır. bir bölümü şöyledir.
"Röportajı yapan muhabir, onu okuyup sayfaya koyan editör, röportajın anonslarını birinci sayfaya koyan yazı işleri müdürü ve en nihayetinde genel yayın müdürü! Ya hiç kuyumcunun önünden geçmemişler ya da o kadar çok para kazanıyorlar ki satın aldıkları altına kaç para verdiklerine dikkat bile etmiyorlar. Hiçbiri demiyor ki "acaba bu arkadaş biraz palavracı olabilir mi" Hiçbirinin aklına gelmiyor ki "cari açığın yüzde 15`ini 200 ton altın satarak kapatabiliyorsak, neden bütün açığı kapatmayı düşünmedik? Hiçbiri sormuyor ki "sen bu altını kaça alıp, kaça sattın ki 25 milyar lira para kazanabildin?" Mehmet Ali Ağabey'den (Kışlalı) gazeteciliğin bir "merak ve kuşku duyma" mesleği olduğunu öğrenmiştim."
ayrıca (bkz: cari açığın yüzde 15'ini kapatan adam)
yazının tamamı için
http://www.odatv.com/n.php?n=reza-rarrabin-buyuk-palavrasi-ortaya-cikti-2104141200
at martini iranlı reza sabah dinlesin
boşa söylenen türküdür. malı vuran vurdu kardeşim ne martinisi ne sabahı?