neredeyse her kanalı saran salgın.
günde yarım saatten fazla televizyon izlemeyen insanların bile sıkça rastladığı, hayattan soğutan, artık görüldüğü yerde televizyonu kapatmaya neden olan reklamlardır.
derinlemesine tanımlamakta güçlük çekiyorum ama, bu reklamların anormal derecede çiğ, basit ve itici bir yanı var. benzer bir ürün olan "süt" besininin reklamları insanı bu denli rahatsız etmezken, bal reklamları kumandayı kırdıracak cinsten. adamın teki bir kürsüye geçmiş önünde 4 kavanoz bal, 2 arı sütü ve polenle okulda ders anlatan profesör, camide hutbe veren hoca, seçim zamanlarında 10'ar dakika konuşan parti başkanı edasında "balderesi balderesi" diye bağırıyor sabah akşam. ne zaman o kumandayı elinize alsanız denk gelmeniz mümkün; gün itibari ile trt'ye bile sıçradığına şahit oldum
o bal reklamını yapan sevgili arkadaşlar, az biraz yaratıcı olun. sütaş'ın ineklerini örnek alan mesela, kırlarda bayırlarda açan çiçekleri gösterin içimiz açılsın iştaha gelelim. sempatik bir arı karakteri uydurun mesela insanda "albeni" hissi uyandıracak. "balderesi balderesi" diye bağıran adamlarla germeyin şu milleti.