'oğuz atay''ın biyografi türündeki romanıdır.
bir bilim adamının romanı; orta yaşlı bir profesörün genç bir delikanlıyla beraber mustafa inannı anlamaya ve anlatmaya çalışmasıyla ilgilidir. bu amaçla profesör ve genç adam birlikte araştırma yapmaya, ailesi,arkadaşları, iş çevresindeki insanların onun hakkındaki sözlerini edinmeye, mustafa inan'ın notlarını okumaya çalışırlar.ama bunlar gerçek mustafa'yı anlamak ve anlatmak için çok yetersizdir.
mustafa inan 'adana''da doğmuştur, memur bir babanın zorlukla sahip olduğu erkek çocuğudur. dört yaşında damdan düştükten sonra adam olacağı konusundaki tüm ümitler yok olmuştur. mustafa ise bu görüşü çürütmek için hep çalışmıştır. leyli meccani olarak okumuş, en büyük tutkusu öğrenmek ve dahada önemlisi öğretmek olmuştur. müthiş bir zekaya ve hafızaya sahiptir mustafa. içindeki merak duygusu ve sürekli ileriye gitme, daha fazlasını elde etme düşüncesi onun büyük bir mekanikci, matematikci,edebiyatci olmasında etkili olmuştur.
her zaman çevresindeki ve ailesindeki insanların akıl danıştığı, sorunlarının çözümünde yardım istediği kişi olmuştur. o hiçkimseyi kırmamış, herkese yardım etmeye çalışmış, ulaşılmaz olmayı hiçbir zaman istememiştir. çok çeşitli ortamlara girmiş, girdiği ortamlarda ilgi odağı olmuş, insanların sevgi ve saygısını kazanmıştır. insan ilişkilerindeki ve öğretmedeki başarısının sırrı ise iyi konuşma yeteneği * ve insanlara olayları onların anlayacağı şekilde anlatma becerisidir.
'mustafa inan' hayatı boyunca çalışmıştır. kendi ülkesinde ve yabancı ülkelerde başarılar elde etmiştir. yine de hiçbir zaman kendini beğenmiş bir insan olmamıştır. hep adanalı, savaş atlatmış, damdan düşmüş o iyi kalpli, çalışkan, zeki mustafa olmuştur. bu çalışmalarının yanında gezmeye, içmeye, tasavvuf şiirlerine zaman ayırmıştır.
bu yoğun hayat yavaş yavaş onun sıkıntıya ve yorgunluğa düşmesine sebep olmuştur. hastalanmış ve hastalığı iyice artınca tedavi için almanya'ya gitmesi için ikna edilmiştir, fakat orada hayatını kaybetmiştir. mustafa inan'ın ölümü ailesinde, arkadaş çevresinde ve ülkemizin bilim hayatında büyük bir üzüntüye ve boşluğa sebep olmuştur.
mustafa inan; bir halk çocuğunun uluslararası ün sahibi bir bilim adamı oluşunu,ekol yaratmayı, eleştiri kalıplarını zorlamayı,ülkesini sevmeyi ve ülkesi için çalışmayı çok güzel bir şekilde açıklamıştır.