`aristo``ya göre `despotizm`in en ileri şekli.
demokrasi
havada asılı kalmış duran bu kavramı marx`ın ifadesiyle yerine oturtmak gerekecektir.
her kavramda olduğu gibi bu kavramın da kimin, neyin, hangi sınıfın çıkarına hizmet ettiği sorusu sorulduğunda beynimizde soyut bir kavramlar yığını olarak bize dayatılmış olan bu kavramın tam bir karşılığını bulabilmek mümkün olmaktadır.
bu demokrasi ne menem bir şeydir ki tersanelerde ölen işçilerin hakkını aradığında kafanda cop patlatır, hayatında tek bir gün çalışmamış ingiliz kraliçesini hanlarda, hamamlarda, saraylarda ağırlar.
bu demokrasi ne menem bir şeydir ki binlerce insanı imf politikalarıyla işsiz, aç bırakıp köylerinden eder, her türlü rezilliği büyük kentlerde bu yoksul insanlara dayatır, ama zengine, hortumcuya, patrona yani her türlü sömürüyü yapana `büyük adam` muamelesi çeker.
demokrasi tanımının karşılığı, `kimin için demokrasi` sorusunun sorulmasında hayat bulur.
her kavramda olduğu gibi bu kavramın da kimin, neyin, hangi sınıfın çıkarına hizmet ettiği sorusu sorulduğunda beynimizde soyut bir kavramlar yığını olarak bize dayatılmış olan bu kavramın tam bir karşılığını bulabilmek mümkün olmaktadır.
bu demokrasi ne menem bir şeydir ki tersanelerde ölen işçilerin hakkını aradığında kafanda cop patlatır, hayatında tek bir gün çalışmamış ingiliz kraliçesini hanlarda, hamamlarda, saraylarda ağırlar.
bu demokrasi ne menem bir şeydir ki binlerce insanı imf politikalarıyla işsiz, aç bırakıp köylerinden eder, her türlü rezilliği büyük kentlerde bu yoksul insanlara dayatır, ama zengine, hortumcuya, patrona yani her türlü sömürüyü yapana `büyük adam` muamelesi çeker.
demokrasi tanımının karşılığı, `kimin için demokrasi` sorusunun sorulmasında hayat bulur.