`fast food kültürü` ile yakından ilişkisi olan öğrenme tarzı.
hatırlarsınız, bir aralar 300 sayfalık romanların 10`ar sayfalık özetleri satılıyordu kitapçılarda. neymiş efendim, insanların roman okumaya vakitleri yokmuş da en azından böylece roman hakkında bir fikir edinebilsinlermiş. peh, her şeye vaktimiz var da bir roman okumaya vaktimiz yok, gören de aya roket kaldırıyoruz sanacak.
gel zaman git zaman, amerikan sinema endüstrisi popüler kitapların filmlerini yapmayı akıl etti. yakın zamanda da sırf filmi çekilsin diye kitap basmak moda oldu; `davincinin şifresi` buna en güzel örnektir. ve sonunda bu bulaşıcı hastalık bize de peydah oldu.
konuşmalarımız iki kontörlük, kitaplarımız iki sıkım dizilik, yemeklerimiz ekmek arası, sonra da hayat neden bu kadar boş?
bir de dolu mu olsun beklerdin?