tarihin motoru olarak görülen sınıf savaşımında kapitalizme ait çelişkinin adıdır.
diyalektiğin temeline hareketin kaynağı iç içe geçmiş çelişkilerin gücüdür. bu güç süreç içerisinde birikir, niceliksel birikim niteliksel bir sıçramaya sebep olur. işte toplumsal sistemlerde bu da üretim ilişkilerindeki görülen çelişkilerdir.
sınıfsal ayrımların kökeni toplumsal iş bölümüne dayanmakla beraber, üretim biçiminde de kaynaklanır. kapitalizmin özelinde ise ilk birikim döneminde kentlerde ticaret yaparak sermaye biriktiren burjuvazi, zamanla teknolojik gelişmelerin etkisiyle sermayesini buharlı makinelere yatırır. fabrikasyon süreciyle ortaya üretim araçlarındaki özel mülkiyet el değiştirir. artık üretim araçlarının yeni sahibi burjuvazidir. eski feodal artıkların temizlenmesi, temizlenmeyenlerin ise dönüşmesi üzerine feodalizm baskın bir üretim biçiminden çıkar ve kapitalizm hakim olur. işte burada temel çelişki üreten ücretli emeğin ürettiği artı değer ile üretim araçları üzerinde mülkiyet sahibi olan burjuvazinin bu artı değere el koymasıdır. haliyle ortada kapitalizmi bir yandan ilerletirken diğer yandan çökerten emek-sermaye çelişkisi meydana gelir. kapitalizmin temel çelişkisi bunun üzerine inşa edilir.
sonuç olarak emek sermaye çelişkisi özgür piyasada karşılaşa özgür emekçi ile sermayedarin arasında bulunan toplumsal çalışan sınıf ve asalak sınıf arasındaki çelişkidir. bir yanıyla çürütür diğer yanıyla güçlendirir.