yaşamı kapitalist ilişki biçimlerine terk ettiğinde insanın içine düştüğü çıkmaz. insanlığın en büyük dertlerinden biri olarak görünse de aslında bu konuda dertli olanlar kapitalistlerdir. enerji kaynaklarının bolluğu ya da azlığı o kaynakların bulunduğu topraklardaki insanların hayatları için reel anlam ifade etmez. devletler tarafından kaynaklar için savaşılacağı zaman ya da savaş psikolojisi yaratılacağı zaman boğazlarına yapışıp kemerlerini daha da sıkmak için hatırlanır insanlar. ya savaşlarda ölecek etler ya da azaldı diye cezanın kesileceği kullar olarak değer görür insanlar. insani standartta yaşamak için gereken enerji kaynakları dünyada ihtiyacın bilmem kaç katı olarak bulunsa da, bu kaynakları bir türü paylaşamayan devletler ve şirketler bizler için hiç anlamı olmayan mücadelelere sokarlar bizi.