umut ya da umutsuzluktan farklı olarak, insanların güzel bir uyku sonrası her sabah zihinlerinin tazelendiği, günü berrak gözlerle görmeye başlamalarını anlatır. gerçekten de, az biraz öyledir. sabahları insanlar sakindir, öğlene doğru zihinleri dolmaya başlar. akşama doğru sinirli ve yorgun olurlar. bir saatten sonra, tıpkı fizik gibi yorulan zihin de bir şey almamaya başlar. oysa uyku yeniden doğabilmek için ilginç bir ölüm gibi; temizler her şeyi, ve dünya, her sabah yeniden kurulur böylece.
her sabah dünya yeniden kurulur
"en olmaz denilen şeylerin bile olduğu" bir dünyada geçerliliği olan söz. zaman makinesi sürekli olarak işler, hiçbir şey değişmiyormuş gibi gelir oysa her gün bambaşka bir gündür. sadece taşların yerine oturması biraz zaman alır. kaldı ki orada da durmaz, bu su hiç durmaz.