genel başkanları`nın `ben oradan ayakkabımı koysam seçtiririm` mantığıyla, ayakkabısı yerine t.c. kimliğine sahip bir şahsı seçtirmesiyle başlayan sanrıdır. bir parti desteği olmadan kim bağımsız adaylığını koyup seçilebiliyorsa seçilmiş odur. kalanının tamamı atanmıştır ve seçilmiş edebiyatının arkasına daha fazla saklanmamaları gerekir.
milletvekillerinin kendilerini seçilmiş zannetmesi
haklı bir zannediştir. bakın, her ne kadar partilerin genel başkanları o kişileri önceden belirlemiş olsa da seçim pusulası denen o zımbırtıda bu seçilen kişilerin isimleri yazmaktadır. ha şunu diyebilirsiniz, mesela dersiniz ki `adam o görüşe yakındır ve zaten oyunu o tarafa atacaktır` evet bu doğrudur lakin kişiler de bu seçimler kadar önemlidir. yani akp`nin abdullah öcalan`ı İstanbul bşb başkan adayı olarak gösterdiğini düşünün. sonuç yine aynı olur mu? biraz da böyle bakın. her ne kadar atanmış olsalar da bu atanmanın halk tarafından bir tasdik durumu var sandık başında.
doğru zan etmedir. zira kendilerini seçildikleri partinin genel başkanı seçmektedir.