toplumun duygu sömürüsüne ve ajitasyona olan kanmışlığının en basit ispatıdır bu kimse.
yatları, katları, altında son model arabası, emrinde çalışan yüzlerce insan olmasına rağmen halen daha acıdan, yokluktan, terk edilmişlikten dem vurur. işin tuhafı, açlıktan ağzı kokan toplumumuz bu kimseleri çokça sever, onları aileden biri gibi görür, onların şarkılarıyla dertlenir, ağlar ve kendini avutur. sizce de bu işte bir sakatlık yok mu ya da ben mi çok takıyorum. şu ülkede bunlar için kendilerini ya da başkalarını kesip biçebilecek milyonlarca insan yaşıyor olması sizce de normal mi? yahu nasıl bir büyüdür bu, maya çalındığı her gölde hiç sekmeden tutup yoğurt oluyor?
be hey insan, bir eli yağda bir eli balda, her istedikleri ve her diledikleri ikilemeden gerçekleşen bu lüks içindeki insanların acı çektiklerine, acıdan kahrolduklarına, sen ben gibi "içimizden biri", "bizden biri" olduklarına falan inanıyorsan sen o zaman öl, geber, hemen şimdi as kendini.