kartpostallardaki kadar güzel olmayan yer.
bildiğin birleşmiş milletler gibi. bir yanda zenci, diğer yanda rus,
bir yanda ailesi ile gelen karavancı, diğer yanda çocuğunu zaptetmeye çalışan yurdum annesi,
ingilizi, rusu, uzakdoğulusu, hepsini saymak yersiz, tam bir karnaval yeri.
dünya üzerinde bildiğiniz her insan grubundan birilerine rastlayabileceğiniz yer.
fiyatlar aşırı pahalı denilemese de pahalı. tabi ucuz ve pahalı olgusu da göreceli. mesela bot kiralamak isterseniz 100-200 tl`yi gözden çıkarmak zorundasınız. normalde yüzüne bakmayacağınız damla su küçük şişe 2-3 tl vs.
o kartpostallarda gördüğümüz bilindik görüntüsü hariç pek bir numarası yok. suyu aşırı tuzlu olmakla birlikte aşırı temiz lakin yurdum insanı çakallıkta boyut tanımamış, güneş daha çok parlasın, su daha berrak gözüksün diye her yere çakıl taşı döşemişler, bir süre yürüdükten sonra (suyun içinde ve dışında) inanılmaz bir yorgunluk hissediyorsunuz.
ha güzel tarafları yok mu? var. mesela egenin çoğu yerinde olan nemsiz ve ciğer açan hava burada da var. her yer ormanlık. sonuç olarak gelip görülesi bir yer ama bir datça yarımadası değil.
ölüdeniz
dünyanın en meşhur çukuru, aynı zamanda sodom gomorre`nin gazaba uğradığı yer. ölü deniz olarak geçen mekandır, zira suda hiçbir canlı yaşamamaktadır. dünyanın en tuzlu gölüdür, o kadar tuzludur ki suyun yoğunluğundan dolayı insan batmamaktadır.