sistem öğütücüsü olan televizyonun hakkını vermiş olan ve diplomayı almaya hak kazanan teyzelerdir. efendim. malumunuz bizim ülkemiz kadının eve kapatıldığı, evden dışarı çıkmasına fazlaca hoş bakılmayan bir toplum yapısına sahip. e kapitalizm de boş durur mu? elbette ki kullanır bu feodal yapıyı, paso kadın programı basar televizyonlardan ki reklamları izletebilsin ve kazanabilsin. e yine malumunuz, dedikoduyu da sever bizim teyzelerimiz. magazine de kolay alıştılar zaten. "kız duydun mu hülya kaya ile ayrılmış" cümlesini mutlaka duymuşuzdur bir yerlerden. her neyse işte, bu teyzeler celebrity kıvamına gelmişlerdir artık ve sadece izlemek yetmez onlara. televizyon programları da otobüs yollar her sabah bunlara. evlerinden programa programdan evlerine, haftanın 3 günü mesai yaparlar bunlar. program provakatörleri "alkışla" deyince alkışlarlar, arada apartmana ve mahalleye gözükmek için mikrofon alıp iki garip laf ederler. sonra sahneye çıkıp oynarlar. sadetle, kadınların eve kapatıldığı toplumlarda böyle abuk arızalar yaşanması son derece normaldir azizim.
sabah programlarına giden kadrolu teyzeler
reklam aralarında evlerinde yaptıkları kısır poğaça dolma gibi şeyleri gün tarzında yiyen teyzelerdir.
Enerjileri program boyunca bitmek bilmeyen teyzelerdir.
günlük 20 tl alan teyzelerdir. lise zamanlarında acıbademde otobüs beklerken görürdüm bu vatandaşları, teyzeler gelirdi hepsinin elinde bir demet çiçek bu teyzeleri bir servis alır götürürdü, servisin üstünde "su gibi" yazıyordu.
altın günü düzenleyen teyzelerin devamıdır.