sınavın gerilimini iki katına çıkaran hoca olmakla birlikte üniversite yıllarına dair ilginç bir anı ile anımsanmaktadır kendisi.
efendim... ingilizce dersinden final olacağız, bir de üzerine vize sınavlarının kötü geçmiş olmasının yarattığı bir tedirginlik var bünyede... son derece agresif bir kadın öğretim görevlisini finalimize gözetmen olarak atamışlar, işin tuhafı bu kişiyi daha önce fakültede görmüş felan değiliz... kopya çekme aparatlarını hazırlamışız ama içimizde dersten geçememenin oluşturduğu tuhaf bir gerginlik var...
- özko bu kim lan?
- ben ne biliim olm...
- hayda...
derken bu hoca gelip aralarımıza çanta vesaire, yanımızdaki kişinin sınav kağıdını göremememiz için her türlü barikatı kurdu. planımızı bozamadı ama bir gerginliktir başladı... `sınav saati başlıyor, sessiz olun, sınıfta tek bir ses istemiyorum, sen sağa dön, sen sola dön`.... dayanamadım... `afedersiniz, ayakkabılarınızdan çıkan ses bütün konsantrasyonumun içine ediyor`... suni ciddiyet bozuldu, sınıftaki herkes kahkaha içinde. ben ise bir bok yedim en azından ciddiyeti bozmayayım edasında sert sert kadına bakıyorum... hay demez olaydım... kadın öğretmen sırasına oturdu ama tüm sınav boyunca benden başka bir şeye de bakmaz oldu... sonuç: herkes geçti ben ise tekrara kaldım... ilk atlayan olmamak gerekiyormuş bunu da böylece öğrenmiş oldum...
sınav salonunda topuklu ayakkabıyla gezen gözetmen hoca
kolay bir sınavda çok sıkıntı yaratmayan ancak zor bir sınavda sıkıntıya neden olan tiptir.