akılda kalanlar ile desteklenebilecek olan tavsiyelerdir.
1- hemen dakikasında heyecan yapıp kız tavlamaya kasmayın. bir ağırlığınız, tarzınız ve albeniniz olsun. akıllı olun, kızlar sizi paylaşamasınlar. (kızlara hava hoş zaten.) ve unutmayın, genellikle üniversitede ilk aşık olduğunuz kadın, geriye kalan üniversite hayatınızın karakteristiğini büyük oranda belirleyen unsur olur. aynı şey eş dost arkadaş için de geçerli, seçerken dikkatli olun. "kimseyi tanımamaktan kaynaklı geçici sığınmacı aşklar"ın kurbanı olmayın. zamanla siz de karşınızdaki de gözünüzü açacaksınız ve yeni arayışlara yöneleceksiniz. kısacası birbirinizi kesmeyeceksiniz ve yetersiz bulmaya başlayacaksınız. bu durumda olan aşkınıza ve verdiğiniz emeğe olacak. ağır yıkımlara maruz kalmayın.
2- yine hemen dakikasında yurttan eve çıkmaya kalkmayın. çok aceleci olmadan önce şehri, zamanla insanları tanıyın. böylece şehrin hangi yerinde ev daha ucuz, hangi semtinde size hitap eden olanaklar daha fazla, eve çıkılacak en sağlam insanlar kimlerdir, öğrenir ve kış ortası final vaktinde kavga dolu bir evde ders çalışamamaktan kaynaklı tüm derslerden 0'ı çekip geri kalan senelerinizi alttan ders alarak arap saçına döndürüp dramatik dizilere baş rol oyuncusu olmazsınız. bir şehri tanıma süresi -duruma ve kişiye göre değişse de- kabaca 4-5 ay, yani bir dönemdir.
3- son derece girişken olun ama ilk etapta insanlara ve olgulara karşı -bir sazan boyu- mesafeniz olsun. dost edinin, önyargılı olup kafadan düşman kazanmanın anlamı yok... bu bir çelişki gibi görünebilir ama değildir, aksine hassas bir dengedir, bu dengeyi iyi tutturabilirseniz her açından sizden iyisi olmaz.
4- ilgi alanınıza göre mutlaka okulun bir kulübüne üye olun, göreceksiniz, zamanla pek çok açıdan hem ufkunuzu açacak, hem de size yeni olanaklar kazandıracak. örnek vermek gerekirse: şu an türkiye müzik piyasasında iş yapan insanların çoğu mezun oldukları okulun rock kulübünde üye ya da yönetici idiler ve konser organize etmeyi, menejerlerle tanışmayı ta okul sıralarından öğrendiler. bu yüzden, varolan bir ilgi alanınız varsa (müzik, tarih, sinema vs.) mutlaka onun kulübüne üye olun. oradaki bazı insanlar anormal olabilirler, bu sizi yıldırmasın ve ilgilendirmesin.
5- panik yapmayın, sakin olun, ilk başta yadırgadığınız -ki mutlaka yadırgayacaksınız- her şeye zamanla alışacak ve insan olmanızın doğal getirisi olarak adapte olacaksınız.
6- sınıfınızda bir adet önderlik yapmaya kasan, daha ilk haftadan sınıftaki her kıza "günaydın" verip "hadi bu hafta sonu piknik yapıp tanışalım" diyen sümsük ve yavşak bir zevzek olacak. bu kişiden uzak durun. nedenini yaşayarak anlayacaksınız.
7- yeni bir dünyada olmanın doğal sonucu olarak zamanla başkalaşacaksınız, fikirleriniz büyük oranda değişecek. bu sizi ailenizden soğutmasın. ailenizin bir bok bilmediği yanılgısına düşeceksiniz. özellikle eve döndüğünüz ilk bayram tatilinde büyük sorunlar yaşayacaksınız... artık büyüdünüz ve gereği olarak olgun olmaya çalışın, annenizi ve babanızı sık sık arayın, hal hatır sorun. bu konuda ne demek istediğimi 30'unuza geldiğinizde anlayacaksınız, ne kadar marjinal da olsanız, ne kadar ütopik ve uç fikirleriniz de olsa kesinlikle yapın bunu.
8- hayatınızı okul yurt/ev cafe üçgenine indirgemeyin. bunları da yapın ama şehrin keşfedilmemiş yerlerini ve hayatlarını da keşfedin. kazanan siz olursunuz.
üniversiteye yeni başlayacaklara tavsiyeler
her yıl adeta bir kültür haline gelen uyarı, öğüt adı ne koyulursa koyulsun bir dizi tavsiyeler serisidir.