parayı veren düdüğü çalar gerçekliğinin tezahürü anlamına gelen cümle.
doğal olarak, basın ve medyanın içeriği, içinde bulunduğu maddi koşullardan etkilenir. pek çok kimse, türkiye`de medyanın patronu olarak `aydın dogan``ı ve bazı grupları bilmektedir. bu, tam olarak doğru bir bilgi değildir.
günümüz medyacılık anlayışında, ilişkiler, `parayı veren düdüğü çalar` mantığı üzerinden yürümektedir. en yalın ifadesi ile, `medya reklam gelirleri üzerinden ayakta durur`.
ülkemizde, üretim araçları koç, sabancı, eczacıbaşı gibi grupların elindedir. dolayısı ile, `aydın doğan koç`un işine gelmeyecek olan bir haberi kesinlikle yayınlayamaz, yayınlarsa reklam gelirleri kesilir, aydın doğan aç kalır.`
bu hegamonyadan kurtulmanın sadece bir tek reçetesi vardır: `üretim araçlarına toplumun, yani üretenlerin sahip olması, yani sınıfların ortadan kalkmasıdır.` aksi halde, teorik olarak `dürüst ve seviyeli medyacılık anlayışı` palavrası, kitlelerin gözünü boyamak ve onları kandırmak için anlatılan masallardan ibaret kalmaya devam eder. teorik olarak bunun aksi mümkün değildir.