eskişehir'de bir cafe.
en ufak bir kuşkum yok ki ülkenin en gidilesi cafesi. sınava da orda çalışırsın limonata ile, hatunu da orda kesersin. oyun oynamanın da dergi okumanın da dibine vurursun. dünyayı gezesin gelir ve hemen oralardan gidesin gelir. duvardaki fotoğrafları ve eşyaları kıskanırsın. o bahçesinde (hele ki tatlı bir eskişehir baharı yaşanıyorsa) dolanıp duran kedilere bakarsın. bakarsın da bakarsın. o en sevdiğin yeşil koltuğu özlersin. mutluluğun bir tarifine daha ulaşıp böyle ramantikleşiverirsin aniden.