confessions

benden yazar olmaz

- Admin -

  1. toplam entry 25738
  2. takipçi 3
  3. puan 301425

devlet ayısına sahip çıksın

benden yazar olmaz
tüm türkiye'de olduğu gibi artvin'de de kışın sert geçmemesi nedeniyle kış uykusuna yatmayan ayıların yayla evlerine dadanması sonucu serzenişte bulunan yaşlı bir amcanın söylediği cümlelerden biri.

"Ayı evimize girdi batırdı bizi, zarardayız. Ben şimdi gördüm şok oldum yani. 65 yaşıma geldim böyle zararı ilk kez görüyorum. Bunu insan yapsaydı böyle yapmazdı, bunun zararı bize çok fazla. Evde kullanılabilecek hiç bir şey kalmamış, hepsini çöpe dökeceğiz, burada bu şekilde kalınmaz. Devlet ayısına sahip çıksın"...

yabani pirinç

benden yazar olmaz
beyaz pirince göre iki kat daha fazla protein içeren, aslen kuzey amerika yerlilerinin gıdası olan bitki.

düşük kalorili protein kaynakları arasında yer almakta, iyi bir antioksidan kaynağı olarak öne çıkmaktadır.

muhteşem yüzyıl kösem

benden yazar olmaz
oynayan karakterlerden ziyade seçilen dönemden (17. yüzyıl) kaybeden dizi.

mahpeyker kösem sultan'ın etkin olduğu yıllar osmanlı tarihinin muhteşem değil sallantılı ve kargaşalı bir dönemine denk düşer.

* avusturya ile eşitliğin kabul edildiği zitvatorok antlaşması onun döneminde imzalanmıştır.
* celali isyanları bu dönemde kök salmış, isyanın neden olduğu ekonomik buhran nedeniyle tımar sistemi bu dönemde bozulmuştur.
* genç osman onun döneminde öldürülmüştür. bu olay osmanlı tarihinde pek çok acı ilkleri ve sonları içinde barındırır.
* deli lakabı ile bilinen 1. ibrahim onun döneminde tahta çıkmıştır.
* son derece işgüzar ve keyfine düşkün bir karaktere sahip olan 4. mehmet yine onun döneminde tahta çıkmış, kösem sultan'ın kendisi de turhan sultan tarafından bu dönemde ortadan kaldırılmıştır.

hatta şu dahi söylenebilir ki avrupa'da 1618-1648 yılları arasında cereyan eden 30 yıl savaşları olmasaydı osmanlı devleti viyana bozgununu yarım asır kadar önce yaşayabilirdi. avrupa kendi içinde karışık olduğundan osmanlı devleti'ne uzun bir süre yüklenemedi. osmanlı devleti de avrupa'nın bu durumundan istifade edemeyecek kadar çaptan düşmüştü.

iş bu haldeyken, bu dizinin kapsama alanına giren dönem ele alındığında, 4. murat'ın büyüyüp mutlak iktidar sağladığı 8 yıl (1632-1640) dışında osmanlı devleti açısından muhteşem bir dönem yoktur. bu sebep ile dizi kendi ismi ile çelişen, zorlama bir hale gelmektedir... sultan ahmet muhteşem yüzyıl'daki süleyman kadar esip gürleyememektedir. dizinin senaristleri bu açığı kapatmak adına -tarihle alakası olmayan bir şekilde- kendi cariyesini kurtarmak için cengevarce oradan oraya savaşan ve iyi kılıç kullanan bir karakter sergilemektedir. oysa ki 1. ahmet bir kez bile sefere çıkmamış, cenk etmemiş bir padişahtır. 1. ahmet'i tarih sahnesinde önemli kılan cihangir bir padişah olması değil devlet-i aliye'nin kanunları ve işleri ile fazlaca ilgilenen bir padişah olmasıdır...

osmanlı devleti için "muhteşem" adı altında bir dizi çekilecekse dönem seçimi baştan yanlıştır.
dizinin tüm zorlamalara rağmen istenilen derecede tutmamasının nedeni budur.
bu mıy mıy harem senaryosuna değil beren saat'i, adriana lima'yı koysan bile iş aynı iştir.

uzaylıların dünyalılarla iletişim kurmaması

benden yazar olmaz
pek çok insanın merak ettiği, üzerinde atıp tuttuğu mesele.

şöyle biraz düşününce mantıklı olandır. sen kalk ışık yılı mesafeleri kat edebilecek çapta bir medeniyet yarat sonra gel dünya'ya haydar dümen sayfasına "hocam sevgilimle üzerimizde elbise varken seviştik hamile kalır mıyım" diyenlerin bol olduğu bir ırkla ilişki kur... deli mi sevmiş?

yine damardan girdik allah'ın izniyle

benden yazar olmaz
popüler camiada apayrı bir karakter olan dilber ay'ın kurduğu cümle.

yakında albümü çıkacağı için röportaj veren ay, albümü hakkında konuşurken şöyle demiş:
- Hayat nasıl gidiyor? Nelerle meşgulsunüz şu ara?
- İşimde gücümdeyim canım benim. Ankara'da yaşıyorum. İstanbul'a işim oldukça gelip gidiyorum. Yeni albümüm hazır, 10 güne kadar çıkıyor. Ama daha adını koymadım. Yine damardan girdik Allah'ın izniyle...

kafalar... kafalar... pırıl pırıl...

ajda pekkan'ın metroya binme hayali

benden yazar olmaz
katıldığı bir programda ajda pekkan'ın açıkladığı hayal.

neymiş efendim: "Bir gün kendimi kamufle edip, elime de bir dergi alıp metroya binmek ve insanları gözlemlemek istiyorum". ağam eğlenir benimle gibi bir durum mu söz konusu çözemedim ama milyonların mecburi günlük rutini zenginlerin hayali olmuş.

meali: ben sizden başka bir hayat yaşıyorum, ben gözelim, ben özelim...

yurtiçi kargo'nun evde bulamaması

benden yazar olmaz
beterin beteri şeklinde, şu şekilde de yaşanabilen evde olamayış:

şahsınıza 2 kargo gelir... tüm gün evde birileri olduğu halde üst kata asansörle çıkmaya üşenen bir kurye yüzünden "evde yoktunuz" notunu apartmanın posta kutusundan alıp kargonuzu teslim almaya gidersiniz ve bu esnada ikinci kargonuz için de "evde yoktunuz" notunu posta kutunuza koyarlar ve ertesi gün tekrar kargo şubesine gidersiniz. şube ile akrabalık ilişkileriniz artar... çıldırmak bu değil de nedir?

üzerine şubede devasa bir "evde olmayan insanlar" kalabalığı, gözünüzün içine baka baka yanında çalan telefonu açmayan şube çalışanı... dayanamayıp tüm kalabalığın duyacağı şekilde sorarsınız "pardon, siz bu telefonlara bakmıyor musunuz?"... pişkinlik abidesi cevap anında yapışır: "o zaman sizinle nasıl ilgileneceğiz?"... kalabalıktan homurtular yükselir, şube karışır... o zaman anlarsınız ki tüm bu sorunlar yumağının ana nedeni paradan kısmak için az eleman çalıştıran şube bayisidir.

sayın yurtiçi, önüne gelene bayilik verme. veriyorsan da takip et!

yenge ne olur barış komutanımızla

benden yazar olmaz
vakti zamanında keşan'da yapılmış olan askerliğin has repliklerinden biridir.

iş bu replik, yenge ile yaşadığı sorunları iş hayatına yansıtan 3 kazıklı astsubay üstçavuşa karşı tertiplenilmiş, onun da mutlu olması sağlanmıştır. yatmaktan, kalkmaktan, sürünmekten ve çarşı kilitlenmesinden bıkmıştık. gülmeyin, insan askerde her türden deliliği yapar gençler. hele ızdırap altındayken kafayı dahi yer...

kendi aramızda toplandık, bu eziyeti nasıl sonlandırırız diye düşündük... bölük yüzbaşısına çıksak riskli, isyan etsek sıkıntılı, bir hal çare arıyoruz, canımıza tak etmiş haldeyken şans ayağımıza geldi. bir gece bu astsubay üstçavuş nöbetçiydi, nöbet esnasında yanına vardım çünkü yazıcıydım, bir evrakı düzeltmem gerekiyordu... telefonu çaldı, uzun uzun konuştular, tartıştılar...
- byo, bu kadın milleti çok sıkıntılı.
- bilirim komutanım...
biraz muhabbet ettik... anladım ki adamın aşk sorunu var ve bu bize ızdırap... adam bize kız yüzünden döşüyor resmen...

yazıcısının yanına vardım o gece, hatta uyandırdım yatağından... "olm ne yap ne et, adamın telefonunu kurcala, bu kızın numarasını bul bana"... bölük onayladı durumu, bildiğin ateşe atladım...

- alo.
- iyi günler, buyrun.
- dilek hanım sizinle çok ciddi bir konuda konuşmamız lazım ancak beni ciddiye alarak dinlemeniz lazım.
- tabi buyrun...

baktım karşıdaki hatun has anadolu kızı... anlattım açık açık hatta sizinle arası kötü olunca olan bize oluyora kadar getirdim... güldü, hoşuna bile gitti... damarın her türlüsünü girdim ikna etmek için. cem yılmaz bok yesindi öldüm lan.
o hafta çift çarşımız oldu...
bahar da gelmişti... komutan bildiğin aşk meleği...
1 ay sonra yumurtladı hatun bunu...
adamın bi yandan aşk hayatı düzeldi bi yandan oynanan oyunun farkına vardı... sanırım mutluluk baskın çıktı... bize de çok ellemedi...
lakin, terhisin son haftası, koca bölükten sadece benim çarşımı kitledi + "sen biliosun sebebini" dedi..
şafak 3'dü, bütün bölük bana güldü, ben de güldüm m.k...

akıllı telefon olduğu halde adres sormak

benden yazar olmaz
çok fazla eleştirilmemesi gereken davranış.

bu türden durumlarda en sorunlu mevzu insanların sosyallikten uzak asosyal kimselere dönüşmesidir.

- ulaşım kartı çıktı, şoförden bozuk para alamaz olduk.
- bankaların cep uygulaması çıktı, atm kuyruğuna girip insanlarla konuşamaz olduk.
- facebook çıktı, eşimizi dostumuzu arayıp sormaz olduk...

hiç düşündün mü? yarın benim çocuğum ilk aşkını hangi koşullarda yaşayacak diye?
sence de bir sorun yok mu yani bu işte?...

not: ütopik bir teknoloji düşmanı değilim. sadece biraz bilinçli olmamız gerektiğine vurgu yapıyorum.

2002 aj129

benden yazar olmaz
4 şubat 2018 tarihinde dünyanın yanından geçeceği açıklanan orta büyüklükteki asteroid.

türkiye saati ile 12:30'da 4,2 milyon km uzağımızdan geçmesi bekleniyor. aslında bayağı yakından geçiyormuş kabaca ay'ın dünya'ya olan uzaklığının 10 katı kadar.

polise kedi demek

benden yazar olmaz
yargıtayın suç saymadığı eylem.

eskişehir'de yaşayan bir vatandaş tartıştığı polis memurlarına "Dışarıda kedi gibi oluyorsunuz, üniformayı giyince aslan kesiliyorsunuz" deyince mahkemelik olmuş ancak yargıtay tarafından bu sözler "kaba eleştiri" ve "ağır hitap tarzı" olarak değerlendirilmiş ve mahkumiyetin bozulmasına karar vermiş.

baharatlı kahve

benden yazar olmaz
fas'ta çok fazla tüketilen bir kahve türü.

gerçi anlatıldığı kadarı ile fas baharatla bütünleşmiş bir ülke. ülkenin sokaklarından buram buram baharat kokuları yayılıyormuş. sorun değil: baharat demek sağlık demek. konuya dönecek olursak bu kahveye susam, tarçın ve karabiber başta olmak üzere pek çok baharat katılıyor. denemek lazım. susam yağlandırır, tarçın aromalandırır, karabiber de çok abartılmazsa olabilir aslında.

avm'lerin araba hediye etmesi

benden yazar olmaz
avm'lerin harika reklam projeleridir.

1- o arabayı 6 aylık kampanya sürecinin sonunda ancak verirler. şubat'ta yaptığınız alışverişin kuponunu ağustos'a kadar saklarsınız. böylece misafirliklerde, arkadaş ortamında bahsi açılır. çok sağlam bir reklamcılık örneğidir bu açıdan. kentin fısıltı gazetesi devrededir sonuçta.

2- her 50 tl'lik alışveriş için 1 kupon elde edersiniz. hırs yapıp 30 tl'yi 50 tl yaparken bulursunuz kendinizi.

3- kendinizi kandırmayın, geçen bir arkadaşla hesapladık, 5 tl'ye aldığınız çeyrek biletin çıkma şansı daha yüksektir tabi mp'de bahsedilen filmler dönmüyorsa... 6 ay boyunca bir dünya alışveriş yapılacak ve 50 tl'ye yaptığınız bir alışverişin sonunda arabanız olacak. güldürmeyin lan.

dünya benzeri 100 milyar gezegen olması

benden yazar olmaz
bilinen evrene dair ortaya atılan varsayım; iddia.

işin daha da dudak uçuklatıcı olan tarafı: bu sayının bilinen evrene dair olması, daha da doğrusu, %1'i bile doğru dürüst bilinmeyen evrene dair olmasıdır.

evrenin sonu dedikleri yere betondan duvar örmemişlerse evrenin uçsuz bucaksız bir boşluk olma düşüncesi son derece çıldırtıcı. şimdilik 15 milyar ışık yılı öteleri görüyoruz büyük patlamanın yaşından dolayı. 500 milyar ışık yılı ötede başka bir büyük patlama olmuş olabilir... böylelikle uçsuz bucaksız bir sonsuzlukla yüzleşebiliriz...

valizdeki kedi

benden yazar olmaz
anadolu üniversitesi, iletişim bilimleri fakültesi, basın yayın bölümü mezunu `göktuğ canbaba` tarafından yazılan ve doganegmonttan çıkan çocuk romanı.

"hem minikler hem de hayalperest büyükler için" demiş kendisi.
23 /
dubai vize izmir masaj izmir masaj salonu