mikroskobun bulunmasıyla beraber önemli çalışmalarda bulunan, mantar kesitinden aldığı görüntüyü inceleyerek günümüzde hücre olarak bilinen ve latince `cellula` olarak adlandırılan yapıyı bulan bilim insanıdır.
bazen iyi olmasını beklediğiniz bir durumun aslında hiçte iyi olmaması halidir.
gözünün içine baka baka, hiç acımadan, üzülmeden ve başkalarını da karalamak pahasına yalan söyleyen insandır.
bu tuş neye yarıyor acaba diye deneme yanılma yoluyla bulunan ve keşfedildikten sonra listedeki `şanslı` insanlara sesimizi kaydedip göndermektir.
oldukları gibi değil de olmaya çalıştıkları ya da öyle olduklarını sandıkları insan profilidir.
genellikle orta yaş üstü kadınların kırışıklık, göz altı morlukları gibi sorunları ortadan kaldırmak için kullandıkları, oldukça pahalı, gece ve gündüz diye iki çeşidi olan kremdir.
küçük çocukların yapmak için canla başla karşısındaki insanları hunharca izledikleri ve izlerken de ağızlarında sanki sakız varmış edasıyla çene hareketlerini yapmaya çalıştıkları, bazen eğlenceli, bazen can sıkıcı olaydır.
yenge,
yenge,
kezban yenge,
muhtar mı oldun, kezban yenge? şarkısının baş kahramınıdır.
yenge,
kezban yenge,
muhtar mı oldun, kezban yenge? şarkısının baş kahramınıdır.
masa üzerine konulan genellikle spiralli olan ve üzerine önemli gördüğümüz tarihleri işaretleyebileceğimiz bol reklam içeren takvim çeşididir.
bazen morartsa bile hayat kurtaran laboratuvar arkadaşıdır.
teknolojinin gelişmesiyle beraber kişisel bilgilerin korunması amacıyla kullanılan cep telefonu, bilgisayar gibi pek çok cihazın ekranına konulan kişisel koruma biçimi olup, şifre ya da model oluşturulan koruma biçimidir.
kadınların sadece belli zamanlarda sürdüğü ve kendini özel, bakımlı ve alımlı hissettiren dudağa sürülen makyaj malzemesidir.
sadece kız öğrencilerin gittiği, çeşitli bölümlere ayrılan( çocuk gelişimi, yeme içme, giyim, hosteslik, moda tasarımı, grafik, radyo televizyon...) lisedir.
canlıların günlük yaşamsal faaliyetlerini gerçekleştirmek için mecbur oldukları dinlenme biçimidir.
tek başına anlamlı olan , bir araya gelerek cümle kurmamızı sağlayan, Arapça `kelam` anlamına gelen birimdir.
şu aralar radyolarda sürekli çalınan, manken, şarkıcı(?) Ayşe Hatun Önal` ın söylediği marş kıvamında olan şarkıdır.
sinirlerin çok gergin olduğu ortamda, sakin olan insanların ortamı yumuşatmak için söylediği klasikleşmiş söz öbeğidir.
`işte o benim dediğim ` bir başlıktır.
adeta bu sloganı hayat felsefesi edinmiş, her şeye ( tüm mesajlara , geri bildirimlere rağmen ) yazmaya gayret eden, yılmayan insanların sloganıdır.
her sözlüğe nasip olmayacak, gurur verici hadisedir.
bulunduğu ortamdaki kötü kokuyu hapseden( sigara, soğan, sarımsak, ağır yemek kokuları vb.), şişeleri rengarenk olan ve herkesin zevkine uygun çeşitte bulunan spreydir.
kadınların güzellikleri için vazgeçemediği ojeyi çıkarmak için mecbur oldukları, erkeklerin ise kabusu olan kokudur.
örnekleri çok fazla olmakla beraber, bu korku için 50 metre mesafede taksiye binen, yol değiştirten, plan bozan yeni planlar yapan, normalde hiçte hızlı yürümeyen ancak köpek görünce dört nala koşan insandır.
ilkokulda ceza alan öğrencilerin tek ayak üstünde durdukları yegane yerin bulunduğu, içine çöp atılan kutudur.
kağıtları tutturmaya yarayan, metalden yapılmış ve içine bu kağıtları bir arada tutmayı sağlayan metal bir aparat konulan devlet dairelerinde neredeyse her masada bir tane bulunan gereç.