2 ay sonra başbakanını görmüş kişi olarak çekmeden yeni filminin konusunu öğretebilmiş kişidir.
yalapaçino isimli filmde neler yapacağı hiç merak edilmemektedir.
sonucu belli olduğundan izlenmemeli ve hatta desteklenmemeli, yaladıkları tarafından beslenmesi beklenmelidir.
yemek noksanlığı ile yaşananı gıda ile çözülebilecek sorundur.
bir de gözü doymaz açlar vardır ki ülkeyi satarlar yine doymazlar.
bir de gözü doymaz açlar vardır ki ülkeyi satarlar yine doymazlar.
tarkan`ın efsaneleşmiş sözü.
atıl kurt diyen büyük komutan.
tayyipsel olaylara müdahale aracıdır.
özgürlüğü ve faşizmi görmüş cadde.
daha 2 gün önce tomalar, akrepler cirit atıyordu.
daha 2 gün önce tomalar, akrepler cirit atıyordu.
içi ormanla kaplı göl.
yılın belli zamanlarında veya yıl boyunca taban suyunun yükselmesine bağlı olarak bataklık ve göllerde oluşan ormanlardır.
(bkz: acarlar longozu)
yılın belli zamanlarında veya yıl boyunca taban suyunun yükselmesine bağlı olarak bataklık ve göllerde oluşan ormanlardır.
(bkz: acarlar longozu)
kaslarla beynin savaşının kazananını gösteren ifadedir.
beynini kullanmayıp kasları ile kendini ispatlamanın derdinde olanların güç kavramını gözden geçirmelerini öneririz.
beynini kullanmayıp kasları ile kendini ispatlamanın derdinde olanların güç kavramını gözden geçirmelerini öneririz.
karşısında var olandan çok fazla güç uygulama durumudur.
türkiye'de yaygındır karşılığında orantısız zeka kullanılır.
türkiye'de yaygındır karşılığında orantısız zeka kullanılır.
yaşamı ifade eden dil.
pir sultan abdal ezgisidir.
Şu milletin hak sancağını
Çekelim bakalım nice olursa olsun
Teber çekip zalımların kanını
Dökelim bakalım nice olursa olsun
Şu milleti güruh güruh gezelim
Mazlumları bir katara dizelim
Zalımların sarayını bozalım
Yıkalım bakalım nice olursa olsun
Pir Sultan`ım dostlar yardım etmez mi
Mümün bağında bülbül ötmez mi
Gayri çektiğimiz yetmez mi
Kalkalım bakalım nice olursa olsun
Şu milletin hak sancağını
Çekelim bakalım nice olursa olsun
Teber çekip zalımların kanını
Dökelim bakalım nice olursa olsun
Şu milleti güruh güruh gezelim
Mazlumları bir katara dizelim
Zalımların sarayını bozalım
Yıkalım bakalım nice olursa olsun
Pir Sultan`ım dostlar yardım etmez mi
Mümün bağında bülbül ötmez mi
Gayri çektiğimiz yetmez mi
Kalkalım bakalım nice olursa olsun
16. yüzyılda yaşamış halk ozanı.
bozuk düzende sağlam çark olmayacağını o zamanlardan gösterip zalime isyanı öğretmiştir.
ölümsüzleşmenin ne demek olduğunu yüzyıllardır türküleriyle bizlere öğretmiştir.
Şu milletin hak sancağını
Çekelim bakalım nice olursa olsun
Teber çekip zalımların kanını
Dökelim bakalım nice olursa olsun
Şu milleti güruh güruh gezelim
Mazlumları bir katara dizelim
Zalımların sarayını bozalım
Yıkalım bakalım nice olursa olsun
Pir Sultan`ım dostlar yardım etmez mi
Mümün bağında bülbül ötmez mi
Gayri çektiğimiz yetmez mi
Kalkalım bakalım nice olursa olsun
bozuk düzende sağlam çark olmayacağını o zamanlardan gösterip zalime isyanı öğretmiştir.
ölümsüzleşmenin ne demek olduğunu yüzyıllardır türküleriyle bizlere öğretmiştir.
Şu milletin hak sancağını
Çekelim bakalım nice olursa olsun
Teber çekip zalımların kanını
Dökelim bakalım nice olursa olsun
Şu milleti güruh güruh gezelim
Mazlumları bir katara dizelim
Zalımların sarayını bozalım
Yıkalım bakalım nice olursa olsun
Pir Sultan`ım dostlar yardım etmez mi
Mümün bağında bülbül ötmez mi
Gayri çektiğimiz yetmez mi
Kalkalım bakalım nice olursa olsun
(bkz: pir sultan abdal)
yüzyılımızın en büyük ozanlarından.
çağımızın pir sultan'ı
17 mayıs 2002 de kaybettik.
çağımızın pir sultan'ı
17 mayıs 2002 de kaybettik.
bir çok sanatçının karadeniz için söylediği apolas lermi şarkısıdır.
karardi karadeniz aca` ne oldi bize
bu sene da funduklar gülmedi yüzumuze
topla topla bitmeyi çay da para etmeyi
tarladaki lahana o da bize yetmeyi
yastığumuz çürudi döviz aldi yürudi
hamsi da tutamaduk karadeniz kurudi
seçim zamani geldi da astiler bayraklari
çayırlarda çürudi nenemun ayakları
bu sinavlar, yasalar hep yolları tıkadi
tarikatlar mafyalar beyinleri yıkadi
gökten şimşek çakayi yoldan seller akayi
fakiri çalup soyan (amerikan uşağu) ankara`ya çıkayi
sahil yoli (barajlari) yaptiler paralari kaptiler
üç beş kuruş liraya memleketi sattiler
ha bu yalan dünyanun çilesini çekerum
memlekeri satanun anasini severum
hakli olani değil de haksizi koruyiler
doğruyu söyleyeni (doğrusuni yazani) arkadan vuriyiler
karardi karadeniz aca` ne oldi bize
bu sene da funduklar gülmedi yüzumuze
topla topla bitmeyi çay da para etmeyi
tarladaki lahana o da bize yetmeyi
yastığumuz çürudi döviz aldi yürudi
hamsi da tutamaduk karadeniz kurudi
seçim zamani geldi da astiler bayraklari
çayırlarda çürudi nenemun ayakları
bu sinavlar, yasalar hep yolları tıkadi
tarikatlar mafyalar beyinleri yıkadi
gökten şimşek çakayi yoldan seller akayi
fakiri çalup soyan (amerikan uşağu) ankara`ya çıkayi
sahil yoli (barajlari) yaptiler paralari kaptiler
üç beş kuruş liraya memleketi sattiler
ha bu yalan dünyanun çilesini çekerum
memlekeri satanun anasini severum
hakli olani değil de haksizi koruyiler
doğruyu söyleyeni (doğrusuni yazani) arkadan vuriyiler
derelerini satan bir devletin enerjisinden medet umduğu santrallerdir.
http://www.youtube.com/watch?v=AWF-Y_tdsk8
http://www.youtube.com/watch?v=AWF-Y_tdsk8
derelerini satan bir devletin enerjisinden medet umduğu santral.
Zeynep Altıok Akatlı`nın bir yazısının adıdır.
`Siz sayın devlet yöneticileri nasıl ki 18 yıl önce günler öncesinden planlanan kalkışmanın piyonu olan binlerce kişinin 35 insanı diri diri yakışını 8 saat boyunca eliniz kolunuz bağlı izlediniz, öyleyse bugün orada kayıplarının yasını tutan birkaç yüz kişinin otelin önünde toplanarak karanfil ve türkülerle acılarını paylaşmalarına ve o meşum günü hatırlatmalarına mani olamazsınız!
Siz ki cumhuriyet tarihinin en insafsız ayaklanmalarından birinin temelinde yatan bu ortaçağ zihniyetine göz yumdunuz, siz ki bu katliamın ardından adil bir hukuk süreci işletmediniz, sadece kalabalıktan göstermelik olarak topladığınız sanıkları yargıya taşıdınız, elebaşlarının örgüt liderlerinin peşine düşmediniz, siz ki `sözde` aranan firari sanıkların T. C. Sınırları içinde evlenmesine, askerlik yapmasına, ehliyet almasına olanak sağladınız, siz ki bir insanlık suçunu zaman aşımı ile yüzyüze bırakacak altyapıyı sağladınız, siz ki 18 yıldır eyleme geçen cehalet ile savaşmadınız, Sivas katliamının ardında kalan karanlıkları aydınlatmadınız! Öyleyse bugün bu insanların senede sadece bir gün -o da kendi başlarına geldiği için- toplanmalarını yasaklayamazsınız. O günü tekrar yaşamak bile ne kadar ağırdır bilir misiniz?
Sizin hiç babanız yandı mı? Hiç evladınız öldü mü? Siz kimi o otelden uzak tuttuğunuzun farkında mısınız? Oradan uzak tutamadıklarınızı adaletten uzak tutmayı pekâla biliyorsunuz.
Sivas`ta deprem ya da sel gibi bir doğal bir afet yaşanmadı. Orada gözü dönmüş bir kalabalık insanları öldürdü. `Olaya insan merkezli baktığımız için hiçbir ayrım yapılmadı` diyemezsiniz. Orada insanlar tesadüfen ölmedi. Onları öldürmeye kalkanla öleni bir arada anamazsınız. Madımak binasının yerine talep ettiğimiz utanç müzesini kurmaktan özenle kaçınıp sözde `bilim ve kültür merkezi` kurmanız kabul edilemezken orada -hele bizlerin izni olmadan- kayıplarımızın isimlerini kullanamazsınız. Saldırganla mağdurun adını birlikte yazmak şuursuzluk ya da aymazlık değildir. Bu bilinçli yapılmış bir tercihtir. Meydan okumadır, gözdağı vermektir, kudret gösterisidir, vicdansızlıktır, hakarettir, saygısızlıktır. Derhal ama derhal babam Metin Altıok`un adının oradan kaldırılmasını talep ediyorum. 18 yıldır duygusal sebeplerle Sivas`a adım atmadım. Sadece bir utanç müzesi ya da bir insanlık anıtı yapılırsa gideceğimi söyledim. Şimdi gerekirse oraya gider o plaketi sökerim. Beni buna mecbur etmeyin. Bir zahmet siz kaldırın. Hemen!
Siz basın mensupları, köşe yazarları sizin Sivas katliamının anılmasına itirazınız olamaz. Sizlerin toplumsal sorumluğu var. Ülkemizde çok gerilerde olan eğitim sisteminin gelecek kuşaklara aktarmakta yetersiz kaldığı noktada yakın tarihimizin karanlık olaylarını tekrar tekrar hatırlatmalısınız. Kapkaranlık tablonun açmazlarının üzerine gitmeli, gerekli yasal süreçlerin doğru işlemesi ve adaletin yerini bulması için baskı oluşturmak zorundasınız. Sivas 93 anılacak, hatırlanacak ki orada susturulan aydın insanların sesi gelecek kuşaklara ulaşabilsin. Bu ülke geçmişiyle doğru anlamda yüzleşebilsin, alınacak dersler alınsın.
Lütfen Sivas`ta yaşanan vahşeti yazın, hatırlatın. Dava sürecinin önemli kırılma noktalarını takip edin, aktarın. Örgütsüz olduklarını söyleyerek ceza indirimi alanların örgütlü suçlara tanınan haktan yararlanmak için başvurmalarındaki çelişkiyi, Kaçakların iade istemlerinin Avrupa ülkelerinden doğru taleplerle yapılmayışının takipçisi olun, İnsanlık suçlarının zaman aşımına uğramasına direnin. Dünyada kabul görmüş uygulamalara emsal teşkil eden kararlara yer verin. Sivas katliamı sanıklarının avukatlarından kaçının milletvekili olduğunun bilançosuna dikkat çekin. Neden mağdur avukatlarının böylesi kariyer patlamaları yapmadıklarını düşündürün. Ve son olarak lütfen her yıl sadece 2 temmuzdan bir gün önce arayıp duygularımızı sormayın. Bizim duygularımızı tahmin etmek hiç zor değil. Etkili haber için gözyaşlarımızın, acılarımızın peşinde koşmayın, gerçekleri yazın yalnızlığımızı, çaresizliğimizi yazın. Dile kolay 18 yıllık süreci yazın, yanımızda olun ki bir şeyleri değiştirebilelim. Sizin bizim duygularımıza değil bizim sizlerin ve toplumun duygularına ihtiyacı var. Bunu unutmayın!
Son söz :
`Bağırsam neye yarar, nasılsa duymazlar.
Ben bir kömür ocağının onulmaz göçüğüyüm;
İçimde cesetler ve daha ölmemişler var.`
Zeynep Altıok Akatlı
1 Temmuz 2011
(http://www.radikal.com.tr/turkiye/sizin_hic_babaniz_yandi_mi-1054748)
`Siz sayın devlet yöneticileri nasıl ki 18 yıl önce günler öncesinden planlanan kalkışmanın piyonu olan binlerce kişinin 35 insanı diri diri yakışını 8 saat boyunca eliniz kolunuz bağlı izlediniz, öyleyse bugün orada kayıplarının yasını tutan birkaç yüz kişinin otelin önünde toplanarak karanfil ve türkülerle acılarını paylaşmalarına ve o meşum günü hatırlatmalarına mani olamazsınız!
Siz ki cumhuriyet tarihinin en insafsız ayaklanmalarından birinin temelinde yatan bu ortaçağ zihniyetine göz yumdunuz, siz ki bu katliamın ardından adil bir hukuk süreci işletmediniz, sadece kalabalıktan göstermelik olarak topladığınız sanıkları yargıya taşıdınız, elebaşlarının örgüt liderlerinin peşine düşmediniz, siz ki `sözde` aranan firari sanıkların T. C. Sınırları içinde evlenmesine, askerlik yapmasına, ehliyet almasına olanak sağladınız, siz ki bir insanlık suçunu zaman aşımı ile yüzyüze bırakacak altyapıyı sağladınız, siz ki 18 yıldır eyleme geçen cehalet ile savaşmadınız, Sivas katliamının ardında kalan karanlıkları aydınlatmadınız! Öyleyse bugün bu insanların senede sadece bir gün -o da kendi başlarına geldiği için- toplanmalarını yasaklayamazsınız. O günü tekrar yaşamak bile ne kadar ağırdır bilir misiniz?
Sizin hiç babanız yandı mı? Hiç evladınız öldü mü? Siz kimi o otelden uzak tuttuğunuzun farkında mısınız? Oradan uzak tutamadıklarınızı adaletten uzak tutmayı pekâla biliyorsunuz.
Sivas`ta deprem ya da sel gibi bir doğal bir afet yaşanmadı. Orada gözü dönmüş bir kalabalık insanları öldürdü. `Olaya insan merkezli baktığımız için hiçbir ayrım yapılmadı` diyemezsiniz. Orada insanlar tesadüfen ölmedi. Onları öldürmeye kalkanla öleni bir arada anamazsınız. Madımak binasının yerine talep ettiğimiz utanç müzesini kurmaktan özenle kaçınıp sözde `bilim ve kültür merkezi` kurmanız kabul edilemezken orada -hele bizlerin izni olmadan- kayıplarımızın isimlerini kullanamazsınız. Saldırganla mağdurun adını birlikte yazmak şuursuzluk ya da aymazlık değildir. Bu bilinçli yapılmış bir tercihtir. Meydan okumadır, gözdağı vermektir, kudret gösterisidir, vicdansızlıktır, hakarettir, saygısızlıktır. Derhal ama derhal babam Metin Altıok`un adının oradan kaldırılmasını talep ediyorum. 18 yıldır duygusal sebeplerle Sivas`a adım atmadım. Sadece bir utanç müzesi ya da bir insanlık anıtı yapılırsa gideceğimi söyledim. Şimdi gerekirse oraya gider o plaketi sökerim. Beni buna mecbur etmeyin. Bir zahmet siz kaldırın. Hemen!
Siz basın mensupları, köşe yazarları sizin Sivas katliamının anılmasına itirazınız olamaz. Sizlerin toplumsal sorumluğu var. Ülkemizde çok gerilerde olan eğitim sisteminin gelecek kuşaklara aktarmakta yetersiz kaldığı noktada yakın tarihimizin karanlık olaylarını tekrar tekrar hatırlatmalısınız. Kapkaranlık tablonun açmazlarının üzerine gitmeli, gerekli yasal süreçlerin doğru işlemesi ve adaletin yerini bulması için baskı oluşturmak zorundasınız. Sivas 93 anılacak, hatırlanacak ki orada susturulan aydın insanların sesi gelecek kuşaklara ulaşabilsin. Bu ülke geçmişiyle doğru anlamda yüzleşebilsin, alınacak dersler alınsın.
Lütfen Sivas`ta yaşanan vahşeti yazın, hatırlatın. Dava sürecinin önemli kırılma noktalarını takip edin, aktarın. Örgütsüz olduklarını söyleyerek ceza indirimi alanların örgütlü suçlara tanınan haktan yararlanmak için başvurmalarındaki çelişkiyi, Kaçakların iade istemlerinin Avrupa ülkelerinden doğru taleplerle yapılmayışının takipçisi olun, İnsanlık suçlarının zaman aşımına uğramasına direnin. Dünyada kabul görmüş uygulamalara emsal teşkil eden kararlara yer verin. Sivas katliamı sanıklarının avukatlarından kaçının milletvekili olduğunun bilançosuna dikkat çekin. Neden mağdur avukatlarının böylesi kariyer patlamaları yapmadıklarını düşündürün. Ve son olarak lütfen her yıl sadece 2 temmuzdan bir gün önce arayıp duygularımızı sormayın. Bizim duygularımızı tahmin etmek hiç zor değil. Etkili haber için gözyaşlarımızın, acılarımızın peşinde koşmayın, gerçekleri yazın yalnızlığımızı, çaresizliğimizi yazın. Dile kolay 18 yıllık süreci yazın, yanımızda olun ki bir şeyleri değiştirebilelim. Sizin bizim duygularımıza değil bizim sizlerin ve toplumun duygularına ihtiyacı var. Bunu unutmayın!
Son söz :
`Bağırsam neye yarar, nasılsa duymazlar.
Ben bir kömür ocağının onulmaz göçüğüyüm;
İçimde cesetler ve daha ölmemişler var.`
Zeynep Altıok Akatlı
1 Temmuz 2011
(http://www.radikal.com.tr/turkiye/sizin_hic_babaniz_yandi_mi-1054748)
2 temmuz 1993 de insanlığın ateşe verilmesi sonucu yaşanan katliamdır.
(bkz: sizin hiç babanız yandı mı)
(bkz: sizin hiç babanız yandı mı)
çoğu simit satamayacak devlet memuru.
çileden çıkaran ağrıdır.
küfür ettirir.
küfür ettirir.