Çok büyük yetenek istememekle birlikte belki de bundan 20 yıl Sonra bitecekmiş gibi duran faaliyet.
Soğuk kış günlerinde içimizi ısıtan ve anne emeğiyle dolu baklava desenli örgü kazakları yerini artık trikolar alıyor. İp yetmediğine rengi değişmek zorunda olan o kazaklar nireeee triko nire?
Hangisi yurt dışından ülkemize giriş yapanlar için kullanılır hangisi yurt dışına satışı anlatır hep karıştıran bünyelerinde sorunudur.
Ama Meseleye kelimeden girilirse sorun çözülebilir.
İthal Kelimesinin sonunda "al" var. Demek ki yurt dışından ürün alınıyor.
İhracat ise "at" ile bitiyor. Demek kiyurt dışına ürün s"at"ıyoruz.
Ama Meseleye kelimeden girilirse sorun çözülebilir.
İthal Kelimesinin sonunda "al" var. Demek ki yurt dışından ürün alınıyor.
İhracat ise "at" ile bitiyor. Demek kiyurt dışına ürün s"at"ıyoruz.
Aristo nun akıl yolu ile gerçeğe ulaşılabilecek düşüncesinin galileo nun pisa kulesinden attığı cisimlerle yıkılmasıyla temelleri atılan ve gerçeğe ulaşmakta en az akıl kadar etkili olan sistematik ve işlemler bütünüdür.
Bilimsel deneyler belirli bir usul ve aşamalarla gerçekleşir. İçinde şişirme, yalan bilgi emekleme yoktur. Gerçek bilgiyi içerir. Somuttur. Tekrar edilebilir. Aynı koşullar altında her defasında aynı sonucu verir. Yani kişiden kişiye değişmez. Gelişmemiş ülkelerin iktidarlarının istediği sonuçlar çıksa bile gerçek sonuçlar başka yerlerde çıkarılır ve iktidarların miadı dolduğunda onların yalanları verilerle ortaya konulur.
Bilimsel deneyler belirli bir usul ve aşamalarla gerçekleşir. İçinde şişirme, yalan bilgi emekleme yoktur. Gerçek bilgiyi içerir. Somuttur. Tekrar edilebilir. Aynı koşullar altında her defasında aynı sonucu verir. Yani kişiden kişiye değişmez. Gelişmemiş ülkelerin iktidarlarının istediği sonuçlar çıksa bile gerçek sonuçlar başka yerlerde çıkarılır ve iktidarların miadı dolduğunda onların yalanları verilerle ortaya konulur.
4-6 yaş grubu özellikle kız çocuklarının çok sevdiği bir çizgi film kahramanı.
Alıştığımız prenseslerden farklı olarak kendisi şefin kızıdır. Bir adada yaşarlar ve halkına önderlik edecek yaşa geldiğinde köyün delisi olan babaannesinin aldığı öğütlerle maceraya atılır.
Yetişkinler bile heyecanlanır izlerken. Ben öyle oldum yani.
Alıştığımız prenseslerden farklı olarak kendisi şefin kızıdır. Bir adada yaşarlar ve halkına önderlik edecek yaşa geldiğinde köyün delisi olan babaannesinin aldığı öğütlerle maceraya atılır.
Yetişkinler bile heyecanlanır izlerken. Ben öyle oldum yani.
Ders çalışmayı çok seven öğrencilerin öğrendikleri konularla ilgili soru çözme isteğinin görünen halidir.
Annlatılan konuları yalamış yutmuş olan öğrenciler daha az önemli gördükleri bir derste hemen 'örtmeniiiim etüt yapabilir miyiiiiiz' diye başlarlar.
Ama aslında herşey öyle göründüğü kadar masum ve iyi niyetli değildir her zaman. Türkçe dersinde matematik, matematikte Türkçe, fizikte kimya, kimyada biyoloji...... Her derste etüt yapacak daha önemli bir başka ders mutlaka bulur öğrenciler.
İzin verdiğinizde ise çoğu zaman ders çalışılmaz. Tabi bu söylediklerim tüm öğrenciler için geçerli değil. Bulduğu her fırsatta dersine çalışan güzel çocuklar var. Onlar her zaman baş tacıdır.
Annlatılan konuları yalamış yutmuş olan öğrenciler daha az önemli gördükleri bir derste hemen 'örtmeniiiim etüt yapabilir miyiiiiiz' diye başlarlar.
Ama aslında herşey öyle göründüğü kadar masum ve iyi niyetli değildir her zaman. Türkçe dersinde matematik, matematikte Türkçe, fizikte kimya, kimyada biyoloji...... Her derste etüt yapacak daha önemli bir başka ders mutlaka bulur öğrenciler.
İzin verdiğinizde ise çoğu zaman ders çalışılmaz. Tabi bu söylediklerim tüm öğrenciler için geçerli değil. Bulduğu her fırsatta dersine çalışan güzel çocuklar var. Onlar her zaman baş tacıdır.
Yıllar yıllar öncesine götüren, götürdükçe de yaşlanıldığını gösteren küçük su birikintisidir.
İlkokul yıllarında, okula sabahçı olarak gittiğimiz yıllarda görürdük o donmuş suları.
Mahalle çamuru ve ayak izleri de, araba lastik izlerinde ya da herhangi bir sebeple oluşmuş çukurlar vardı her yerde.
Kışın donardı o çukurdaki sular. Ve ayakkabının tabanı ile kurardık.
Yıllar sonra bu sabah yaptım aynını. Bana bakıp gülenler oldu. Bende onlarla güldüm.
İlkokul yıllarında, okula sabahçı olarak gittiğimiz yıllarda görürdük o donmuş suları.
Mahalle çamuru ve ayak izleri de, araba lastik izlerinde ya da herhangi bir sebeple oluşmuş çukurlar vardı her yerde.
Kışın donardı o çukurdaki sular. Ve ayakkabının tabanı ile kurardık.
Yıllar sonra bu sabah yaptım aynını. Bana bakıp gülenler oldu. Bende onlarla güldüm.
Özellikle dış cephe kaplaması yapılmamış binalarda oldukça işe yarayan levhalardır.
Bir yüzeyi alüminyum folyolu olduğu için yansıtma işlemi de kolaydır. Folyo un arkasında cam yünü mü var taş yünü mü bilmiyorum ama yinede o bölümle çok haşir neşir olmayın. Kaşınırsınız.
Bir yüzeyi alüminyum folyolu olduğu için yansıtma işlemi de kolaydır. Folyo un arkasında cam yünü mü var taş yünü mü bilmiyorum ama yinede o bölümle çok haşir neşir olmayın. Kaşınırsınız.
"Arabanın motorunu küçülecek kadar zeki olup, buna para harcayabilecek olup da kaçak et için uğraşmak" şeklinde özetlendiğinde soru işaretli olan durumdur.
O buzağı özel bir türse olabilir ama sırf et için biraz tuhaf bence.
O buzağı özel bir türse olabilir ama sırf et için biraz tuhaf bence.
Bir Cem Karaca şarkısıdır.
Duyabileceğiniz en uzun şarkılardan biridir. Bir kız çocuğunun başarılı okul hayatından başlar, fakirlik yüzünden başına gelenleri anlatır ve hikaye devam eder. şarkı Sözleri;
Gün doğmadan uyandı kapıcı Kasım
Arandı da yaktı ilk Bafrasını
Sonra kalktı yaktı kaloriferi
Dışarda yaman bir ayaz vardı
Asiye karısı kızı Safinaz
Uyuyorlardı sessiz upuzun
Dün bütün gün on numarada çamaşırdaydılar
Ellerin kirini yuğmaktan yorgun
Yeni bir gün diye düşünmedi ki
Değişik ne olacaktı ki
Onca daire onca merdiven
Bakkala git ekmek al çöp dök çöp
Yaktı ocağı çayı demledi
Sonrada kaldırdı Asiyesini
Ben çıkıyorum dedi siparişlere
Gecikmesin kızı uyandır dedi
Asiye kadın zorla yekindi
Of dedi bir of anam anam
Kızım Safinaz kalk okul vakti
Daha çok uykum var uykum var anam
Güz günü dökülen yapraklar gibi
Öyle farksızca geçerken yıllar
Asiye temizlikte Kasım ın çıkta
Safinaz orta ikiye başlar.
Okusun tek taş çekerim sırtımda
Okusun kul olmasın ellere diyen Kasım
Geçikçe sınıfları Safinaz yıl sonunda
Kasılıyordu kapıcı Kasım kasım kasım
Her şeyin fiaı artıyordu ancak
Et, süt, bez, tuz vede yakacak
Ve kitap ve defter ve kalem ve açacak
Artmayan tek şey aylığıydı Kasımın
Artmayan tek şey aylığıydı ancak
Fiatlar artıyordu Kasımın ücreti sabit
Fiatlar artıyordu Safinaz okuyordu
Safinazın okuduğu kitaplar yazıyordu
Bir doktorun işçiden şerefli olduğunu
Fiatlar artıyordu Kasımın ücreti sabit
Kasımın ücreti fiatlara yetmiyordu
Birkaç ay daha dişini sıktı kapıcı Kasım
Safinaz artık okula gidemiyordu
Mecburdu artık Safinazda çalışmaya
Aile bütçesine katkıda bulunmaya
Okul önlüklerini ağlayarak çıkardı
Daha ondördünde fabrikaya başladı Safinaz
Gine erken kalkıyordu Safinaz sabahları
Her sabah geçerek o aynı sokakları
Kendi gibi insanlarla doldurup fabrikaları
Kendi gibilerine satıyorlardı yaptıkları malları
Safinaz ondördünde at gibi çalışıyor
Sendika yok sigorta yok iş güvenliğide yok
Safinaz haftasonları sinemaya gidiyor
Bekliyor o filmlerdeki o zengin bey çocuğunu
Kendinden büyük kızlar kuaföre gidiyor
Hafta sonları boyalar sürüyorlar yüzlerine
Pazartesileri localardan söz ediyorlar
Safinaz anlamadan bakıyor yüzlerine
Safinaz fotoroman okuyor Safinaz kupon kesiyor
Babası kader diyor piyango bileti alıyor
Günden güne yaşlanıyor dertleniyor anası
Safinaz eve erken gelmekten sıkılıyor
O aybaşı aylığından pudra aldı kendine
Bir çift uzun çorap topuklu ayakkabı
Pudrayı sürüp sürüp aynadan baktı yüzüne
Ve o hafta sonu eve biraz daha geç geldi
'Bir emeklinin oğluyum adım Niyazi
Jön Niyazi de derler dostlar sağolsun
Lise sondan terk okul durumum
Fabrikada muhasebeye takılıyorum
Peder sağolsun levazımcıydı
Çok dostları vardı o zamanlardan
Eskiden yağ tüccarıymış şimdiki patron
Babamın dostuymuş o zamanlardan
Okulda çok çaktım matematikten
Şimdi matematikten buluyorum yolumu
Ne biçim dünya bu dinine yandığım
Aç bir ufak daha kafamızı bulalım
Ha onu diyordum abiler adım Niyazi, Jön Niyazide derler dostlar sağolsun geçenlerde bir yavru düştü fabrikaya mmm fıstık gibi ama adı biraz fazla Aysel değil Canan değil ya. Safinaz. Hoş hepsi naz olsa ne yazar geçenlerde karşılaştık iş çıkışında çaktım beykozu dedim. Hafta sonu ha anlarsınya. Bir kutu pudra sürmüş çıktıda geldi. Keh Keh Keh Keh.
Aylardan Ramazan Teravih sonrası
Namazdan dönene dek bekledi karısı
Gelince Kasım usul usul dokandı
Bu kızda bir haller var dedi Asiye
Kasım irkildi "Nola dedi" nolabilirki?
Asiye sustu başını öne eğdi
Sonrada fısıldar gibi konuştu Asiye
Dün gece sayıklıyordu 'Yapma Niyazi
Kasım dellendi fırladı yerinden
Tutup dövdü kızı Allah yarattı demeden
Hiç ağlamadı Safinaz öylece baktı babasına
O akşam çıktı gitti ve bir daha eve hiç dönmedi
Baba evinden çıkıp gitmek kurtuluş mu kurtuluş mu?
Düşündün mü bu yolun sonu düzlük mü ya yokuş mu?
Varacağın en son nokta doğru mu yanlış mı?
Nereye Safinaz?
Niyazi'den hayır umma ilaçsız bir kele benzer
Fabrikadaki yömiyen söylesene neye yeter
Bak duruyor hususiler el ediyor cici beyler
Nereye Safinaz?
Genelevde sermayesin patron alır kazancını
Dostun kumarda kaybeder senden çıkarır hıncını
Yıllar geçer sen çökersin dilenirsin aç avcunu nereye
Nereye Safinaz?
Bazen şansın yaver gider biri çıkar evlenirsin
Bazen açarsın gözünü bir genelev işletirsin
Söylesenize Safinazlar bütün bunlar kurtuluş mu?
kurtuluş nerede
nerede safinaz
obinlerce safinaz
kurtuluş nerede?
Duyabileceğiniz en uzun şarkılardan biridir. Bir kız çocuğunun başarılı okul hayatından başlar, fakirlik yüzünden başına gelenleri anlatır ve hikaye devam eder. şarkı Sözleri;
Gün doğmadan uyandı kapıcı Kasım
Arandı da yaktı ilk Bafrasını
Sonra kalktı yaktı kaloriferi
Dışarda yaman bir ayaz vardı
Asiye karısı kızı Safinaz
Uyuyorlardı sessiz upuzun
Dün bütün gün on numarada çamaşırdaydılar
Ellerin kirini yuğmaktan yorgun
Yeni bir gün diye düşünmedi ki
Değişik ne olacaktı ki
Onca daire onca merdiven
Bakkala git ekmek al çöp dök çöp
Yaktı ocağı çayı demledi
Sonrada kaldırdı Asiyesini
Ben çıkıyorum dedi siparişlere
Gecikmesin kızı uyandır dedi
Asiye kadın zorla yekindi
Of dedi bir of anam anam
Kızım Safinaz kalk okul vakti
Daha çok uykum var uykum var anam
Güz günü dökülen yapraklar gibi
Öyle farksızca geçerken yıllar
Asiye temizlikte Kasım ın çıkta
Safinaz orta ikiye başlar.
Okusun tek taş çekerim sırtımda
Okusun kul olmasın ellere diyen Kasım
Geçikçe sınıfları Safinaz yıl sonunda
Kasılıyordu kapıcı Kasım kasım kasım
Her şeyin fiaı artıyordu ancak
Et, süt, bez, tuz vede yakacak
Ve kitap ve defter ve kalem ve açacak
Artmayan tek şey aylığıydı Kasımın
Artmayan tek şey aylığıydı ancak
Fiatlar artıyordu Kasımın ücreti sabit
Fiatlar artıyordu Safinaz okuyordu
Safinazın okuduğu kitaplar yazıyordu
Bir doktorun işçiden şerefli olduğunu
Fiatlar artıyordu Kasımın ücreti sabit
Kasımın ücreti fiatlara yetmiyordu
Birkaç ay daha dişini sıktı kapıcı Kasım
Safinaz artık okula gidemiyordu
Mecburdu artık Safinazda çalışmaya
Aile bütçesine katkıda bulunmaya
Okul önlüklerini ağlayarak çıkardı
Daha ondördünde fabrikaya başladı Safinaz
Gine erken kalkıyordu Safinaz sabahları
Her sabah geçerek o aynı sokakları
Kendi gibi insanlarla doldurup fabrikaları
Kendi gibilerine satıyorlardı yaptıkları malları
Safinaz ondördünde at gibi çalışıyor
Sendika yok sigorta yok iş güvenliğide yok
Safinaz haftasonları sinemaya gidiyor
Bekliyor o filmlerdeki o zengin bey çocuğunu
Kendinden büyük kızlar kuaföre gidiyor
Hafta sonları boyalar sürüyorlar yüzlerine
Pazartesileri localardan söz ediyorlar
Safinaz anlamadan bakıyor yüzlerine
Safinaz fotoroman okuyor Safinaz kupon kesiyor
Babası kader diyor piyango bileti alıyor
Günden güne yaşlanıyor dertleniyor anası
Safinaz eve erken gelmekten sıkılıyor
O aybaşı aylığından pudra aldı kendine
Bir çift uzun çorap topuklu ayakkabı
Pudrayı sürüp sürüp aynadan baktı yüzüne
Ve o hafta sonu eve biraz daha geç geldi
'Bir emeklinin oğluyum adım Niyazi
Jön Niyazi de derler dostlar sağolsun
Lise sondan terk okul durumum
Fabrikada muhasebeye takılıyorum
Peder sağolsun levazımcıydı
Çok dostları vardı o zamanlardan
Eskiden yağ tüccarıymış şimdiki patron
Babamın dostuymuş o zamanlardan
Okulda çok çaktım matematikten
Şimdi matematikten buluyorum yolumu
Ne biçim dünya bu dinine yandığım
Aç bir ufak daha kafamızı bulalım
Ha onu diyordum abiler adım Niyazi, Jön Niyazide derler dostlar sağolsun geçenlerde bir yavru düştü fabrikaya mmm fıstık gibi ama adı biraz fazla Aysel değil Canan değil ya. Safinaz. Hoş hepsi naz olsa ne yazar geçenlerde karşılaştık iş çıkışında çaktım beykozu dedim. Hafta sonu ha anlarsınya. Bir kutu pudra sürmüş çıktıda geldi. Keh Keh Keh Keh.
Aylardan Ramazan Teravih sonrası
Namazdan dönene dek bekledi karısı
Gelince Kasım usul usul dokandı
Bu kızda bir haller var dedi Asiye
Kasım irkildi "Nola dedi" nolabilirki?
Asiye sustu başını öne eğdi
Sonrada fısıldar gibi konuştu Asiye
Dün gece sayıklıyordu 'Yapma Niyazi
Kasım dellendi fırladı yerinden
Tutup dövdü kızı Allah yarattı demeden
Hiç ağlamadı Safinaz öylece baktı babasına
O akşam çıktı gitti ve bir daha eve hiç dönmedi
Baba evinden çıkıp gitmek kurtuluş mu kurtuluş mu?
Düşündün mü bu yolun sonu düzlük mü ya yokuş mu?
Varacağın en son nokta doğru mu yanlış mı?
Nereye Safinaz?
Niyazi'den hayır umma ilaçsız bir kele benzer
Fabrikadaki yömiyen söylesene neye yeter
Bak duruyor hususiler el ediyor cici beyler
Nereye Safinaz?
Genelevde sermayesin patron alır kazancını
Dostun kumarda kaybeder senden çıkarır hıncını
Yıllar geçer sen çökersin dilenirsin aç avcunu nereye
Nereye Safinaz?
Bazen şansın yaver gider biri çıkar evlenirsin
Bazen açarsın gözünü bir genelev işletirsin
Söylesenize Safinazlar bütün bunlar kurtuluş mu?
kurtuluş nerede
nerede safinaz
obinlerce safinaz
kurtuluş nerede?
Ayrıldığı sevgilisine şiir yazan bir lise öğrencisinin şiirinde sorduğu sorudur.
Ben çok sevdim bu soruyu. Şiirden anladığım kadarıyla liseli şair kısa saç seviyormuş ve sevgilisi o nedenle saçlarını kesmiş.
Demek ki dedim şiiri okurken şair hala umutlu. Sevgili uzatmıyorsa saçlarını seviyor demektir hala.
Ben çok sevdim bu soruyu. Şiirden anladığım kadarıyla liseli şair kısa saç seviyormuş ve sevgilisi o nedenle saçlarını kesmiş.
Demek ki dedim şiiri okurken şair hala umutlu. Sevgili uzatmıyorsa saçlarını seviyor demektir hala.
Ayrıldığı sevgilisine şiir yazan bir lise öğrencisinin şiirinde sorduğu sorudur.
Ben çok sevdim bu soruyu. Şiirden anladığım kadarıyla liseli şair kısa saç seviyormuş ve sevgilisi o nedenle saçlarını kesmiş.
Demek ki dedim şiiri okurken şair hala umutlu. Sevgili uzatmıyorsa saçlarını seviyor demektir hala.
Ben çok sevdim bu soruyu. Şiirden anladığım kadarıyla liseli şair kısa saç seviyormuş ve sevgilisi o nedenle saçlarını kesmiş.
Demek ki dedim şiiri okurken şair hala umutlu. Sevgili uzatmıyorsa saçlarını seviyor demektir hala.
Atalarımızın biraz Yanıldığı anca üzerinde çok düşünülürse doğrulanabilecek önermedir.
Elbet çocuklardan çok başarılı işler yapmasını beklemek mümkün değildir. Ama aynı durum yetişkinler için de geçerli değil mi? Herkes yeteneği doğrultusunda başarılı işler yapar ve bir çocuğun bazı işleri başarabilmesi için onlara başarabileceği işler vermek, başardıklarında ise onları tebrik etmek yani ödüllendirmek gereklidir. Aksi takdirde çocuk özgüveni düşük, pısırık bir şey olarak büyür.
Çocuklara iş verilmeli, ardından işi tamamlayacak olsak bile bundan kaçmamalı.
Elbet çocuklardan çok başarılı işler yapmasını beklemek mümkün değildir. Ama aynı durum yetişkinler için de geçerli değil mi? Herkes yeteneği doğrultusunda başarılı işler yapar ve bir çocuğun bazı işleri başarabilmesi için onlara başarabileceği işler vermek, başardıklarında ise onları tebrik etmek yani ödüllendirmek gereklidir. Aksi takdirde çocuk özgüveni düşük, pısırık bir şey olarak büyür.
Çocuklara iş verilmeli, ardından işi tamamlayacak olsak bile bundan kaçmamalı.
özellikle lise öğrencilerinin girdiği deneme sınavlarında doldurması zorunlu olan bölümün adıdır. 11. sınıfta öğrenciler sayısal - sözel - eşit ağırlık - yabancı dil bölümlerinden birini seçerler. bu seçilen bölüm onların gelecekteki mesleklerinin ilk adımıdır. o nedenle çok önemlidir. seçilen bu bölüm deneme sınavlarında alan adı bölümüne işaretlenir. böylece sınav kağıtları okunurken öğrencinin başarı durumunun değerlendirilmesi doğru bir şekilde yapılabilir.
Öğretmenliği bırakmak kadar zor bir karardır.
10 yıl çalıştığın kurumu, arkadaşlarını, kurduğun hayatı her şeyi tek kalemde çizmektir.
Evet yaklaşık 2 ay oldu. 10 yıllık iş 35 yıllık İstanbul hepsi bırakıldı. Sadece öğretmenlik mi acaba bunlara sebep olan yoksa gelecek kaygısı mı? Bence her ikisi de.
10 yıl çalıştığın kurumu, arkadaşlarını, kurduğun hayatı her şeyi tek kalemde çizmektir.
Evet yaklaşık 2 ay oldu. 10 yıllık iş 35 yıllık İstanbul hepsi bırakıldı. Sadece öğretmenlik mi acaba bunlara sebep olan yoksa gelecek kaygısı mı? Bence her ikisi de.
En azından akıllı adamın ne yapacağını kestirebilirsin mantığı ile kurulmuş olan cümledir.
Bence her zaman doğru değildir. Zira akıllı sayılan dost da akıl ile çıkarı birleştirebilir.
Bence her zaman doğru değildir. Zira akıllı sayılan dost da akıl ile çıkarı birleştirebilir.
Tamamı Kürtçe konuşan öğrencilerin bulunduğu okul ve-veya sınıfa gitmek zorunda kalan öğrencidir.
"Anne bizim sınıfta herkes İngilizce konuşuyor, ben onları anlamıyorum" diyor bir ilkokul öğrencisi.
Böyle oluyor yeni bir hayata en uç noktalardan başlamanın diyeti demek ki?
"Anne bizim sınıfta herkes İngilizce konuşuyor, ben onları anlamıyorum" diyor bir ilkokul öğrencisi.
Böyle oluyor yeni bir hayata en uç noktalardan başlamanın diyeti demek ki?
Aynı aşirete mensup binlerce insanın tek bir ses tonunda ve tek bir bedenmiş gibi hareket ettiği düğünlerdir.
Yalnız öyle TV de çıktığı gibi kilolarca altın yoktu. Herkes mütevazı gidip kutuya bıraktı zarflarını. Sonra büyük bir halay, sonra daha büyük.
Biz misafirlere duyulan büyük bir saygı. Güzel bir yemek.
Tek sorun vardı ki konuşmalardan hiçbir şey anlamadım.
Yalnız öyle TV de çıktığı gibi kilolarca altın yoktu. Herkes mütevazı gidip kutuya bıraktı zarflarını. Sonra büyük bir halay, sonra daha büyük.
Biz misafirlere duyulan büyük bir saygı. Güzel bir yemek.
Tek sorun vardı ki konuşmalardan hiçbir şey anlamadım.
Hafta sonu gerçekleşen FB GS derbisine giden bir grup taraftarın attığı slogandır.
Sokaktan bir grup geçiyor, adamlar dolmuşlar slogan atmak istiyorlar. Ellerini kaldırıp zafer işaretleri yaparak slogan atıyorlar biji Fenerbahçe diye. Sanırım buralarda daha çok şaşıracağım.
Sokaktan bir grup geçiyor, adamlar dolmuşlar slogan atmak istiyorlar. Ellerini kaldırıp zafer işaretleri yaparak slogan atıyorlar biji Fenerbahçe diye. Sanırım buralarda daha çok şaşıracağım.
Genellikle Evlerini değiştiren kişilerin yaşadıkları durumdur.
Bazen de teknolojiden sıkılan kişilerin tercihi olabilir.
Her ne sebepten dolayı olursa olsun oldukça zorlayıcıdır. Haber, iletişim vb tüm kanallar kapalıdır. Sözlüğe bile yaşamazsınız. O kadar yani.
Bazen de teknolojiden sıkılan kişilerin tercihi olabilir.
Her ne sebepten dolayı olursa olsun oldukça zorlayıcıdır. Haber, iletişim vb tüm kanallar kapalıdır. Sözlüğe bile yaşamazsınız. O kadar yani.
Devletlerin siyasi yapılanmalarını güçlendirmek için yaptığı faaliyetlerin bütünüdür.
Siyasi erg ideolojisini yaymak için her platformda kendini gösterir. Toplumun değişik seviyelerinde değişik yöntemler kullanılır.
Mesela şu an öğretmenlerin (zorunlu) olarak çağırıldığı bir toplantı düşünün. Siyasileştirilen dini ritüellerden bazıları, yapılan konuşmalarda siyasi iktidarın tepe isminin sık sık zikredilerek onun mükemmelliği, tezlerinin evrenselliği vb. konulardan uzun uzun bahsedilir. Amaç ise öğretmenler aracılığı ile öğrencilere verilecek yön belirlenmeye başlar. Böylece politika en tabana kadar inip gelecek nesiller sekillendirilmeye çalışılır.
Yani dostlar yaşıyoruz bir şekilde.
Siyasi erg ideolojisini yaymak için her platformda kendini gösterir. Toplumun değişik seviyelerinde değişik yöntemler kullanılır.
Mesela şu an öğretmenlerin (zorunlu) olarak çağırıldığı bir toplantı düşünün. Siyasileştirilen dini ritüellerden bazıları, yapılan konuşmalarda siyasi iktidarın tepe isminin sık sık zikredilerek onun mükemmelliği, tezlerinin evrenselliği vb. konulardan uzun uzun bahsedilir. Amaç ise öğretmenler aracılığı ile öğrencilere verilecek yön belirlenmeye başlar. Böylece politika en tabana kadar inip gelecek nesiller sekillendirilmeye çalışılır.
Yani dostlar yaşıyoruz bir şekilde.
An itibariyle yaşanan ve eğitimle alakalı bir seminer bekleyen öğretmenlerin içinde bulunduğu durumdur.
Cihannüma diye bir dernek ile MEB birlikte yapmış bu faaliyeti.
Anlaşılan o ki yeni atanan öğretmenler sıralar boş olmasın diye ve ayrıca o derneğin faaliyetlerinin fotoğraflarında "bakın ne kadar kalabalık" havası yaratılmaya çalışılmış.
Cihannüma diye bir dernek ile MEB birlikte yapmış bu faaliyeti.
Anlaşılan o ki yeni atanan öğretmenler sıralar boş olmasın diye ve ayrıca o derneğin faaliyetlerinin fotoğraflarında "bakın ne kadar kalabalık" havası yaratılmaya çalışılmış.
Ortalama olarak bir çok marketten pahalı olan ama yine de yüzde bir gülücük yaratan insana sıcak gelen market zinciri.
Bugün uzun zaman sonra girdim migrosta kasanın orada alkol reyonu. Bulunduğum bölge gereği şaşırttı tabi. Sonra iki genç kadın "acaba alsak mı" diyor tereddüt ediyorlar. Benim de aklıma girdiler bu arada. Gittim aldım bir şeyler. Sonra onlar aldı sonra başları...
Ben de tekelden anlamazdım migrosun verdiği bir rahatlık var gerçekten.
Bugün uzun zaman sonra girdim migrosta kasanın orada alkol reyonu. Bulunduğum bölge gereği şaşırttı tabi. Sonra iki genç kadın "acaba alsak mı" diyor tereddüt ediyorlar. Benim de aklıma girdiler bu arada. Gittim aldım bir şeyler. Sonra onlar aldı sonra başları...
Ben de tekelden anlamazdım migrosun verdiği bir rahatlık var gerçekten.
Yeniden tadılan duygudur.
Karşınızda pırıl pırıl çocuklar. Siz sekillendireceksiniz onları. Uzun bir aradan sonra meslekteki ilk günün verdiği yorgunluk bile eski alışkanlıkları canlandırıyorsa "ne kadar da özlemisim" diyor insan. Gerçekten ne kadar da çok özlemişim.
Karşınızda pırıl pırıl çocuklar. Siz sekillendireceksiniz onları. Uzun bir aradan sonra meslekteki ilk günün verdiği yorgunluk bile eski alışkanlıkları canlandırıyorsa "ne kadar da özlemisim" diyor insan. Gerçekten ne kadar da çok özlemişim.