türkiye'nin en kaliteli rock müzik gruplarından biridir.
lambaya püf de çok başarılı söylenmiştir.
bir gün yine oturmuş kurban dinliyorum annem geldi, dedi bu ne gürültü dedim kurban dinliyorum dedi kim onlar bir bakayım - internetten bir kaç fotoğraf gösterdim-
"senin dinlediklerin de senin gibi" dedi ve gitti.
sevindim tabi demek bende başarılıyım.
bir kurban şarkısıdır.
çok eğlenceli ve manalıdır.
çok eğlenceli ve manalıdır.
ne olursa olsun insanı kabul etmenin sözüdür.
söylemlerinde ciddi, sevişmelerinde katı olan erkektir.
en çok bilinen ve en çok merak edilen sevişme oyuncağıdır.
en büyük sorunu sert erkeklere dayanamayıp patlamasıdır.
en büyük sorunu sert erkeklere dayanamayıp patlamasıdır.
isviçreli bilim adamlarının bilinen yegane uğraş konusudur.
daha insan yararına şeylerle uğraşmaları gerekir.
daha insan yararına şeylerle uğraşmaları gerekir.
bilgilerini üç açılı diş fırçası yerine daha yararlı şeylere harcaması gereken bilim insanlarıdır.
tanıdığım bir kaç isviçreli var dişleri çok kötü idi ama genelleme yapmamak idi.
tanıdığım bir kaç isviçreli var dişleri çok kötü idi ama genelleme yapmamak idi.
bir genç kızın aşk, sevgi ve hayallerinin anlatıldığı kitaptır.
yok seksmiş, yok ayıpmış ... sanata saygı azıcık.
yok seksmiş, yok ayıpmış ... sanata saygı azıcık.
çocukluk hayalidir.
nedense hep isviçreli bilim adamlarından bekledik ama onlar takıldılar bir üç açılı diş fırçasına gittiler. illa fırça, illa fırça yatmadan önce 100 fırça darbesini okuyunca fena oluyor insan.
nedense hep isviçreli bilim adamlarından bekledik ama onlar takıldılar bir üç açılı diş fırçasına gittiler. illa fırça, illa fırça yatmadan önce 100 fırça darbesini okuyunca fena oluyor insan.
filmlerde çok geçen kelime.
bir buluş yapılır ve kahramanlar aralarında tartışır,
+bu buluş yanlış ellere geçerse dünyanın sonunu getirebilirler antonyo
-evet elizabet o nedenle çok dikkatli olmalıyız.
bir buluş yapılır ve kahramanlar aralarında tartışır,
+bu buluş yanlış ellere geçerse dünyanın sonunu getirebilirler antonyo
-evet elizabet o nedenle çok dikkatli olmalıyız.
hala kurulmamış olması çok şaşırtıcı olan sendikadır.
insanlar böyle anlamlı bir kurumu oluşturmada neden bu kadar beklerler bilmiyorum ki.
büyüyünce ben kurarım olmazsa, sendikanın sembolünü bile düşündüm ama söylemem fikrimi çalarlar.
insanlar böyle anlamlı bir kurumu oluşturmada neden bu kadar beklerler bilmiyorum ki.
büyüyünce ben kurarım olmazsa, sendikanın sembolünü bile düşündüm ama söylemem fikrimi çalarlar.
sözlüğe geliş sebebi olabilecek ifadedir.
ama biz bu ifadeyi bilmeden geldik.
neden?
çünkü biz gönül adamıyız. önce gönül sonra sevişme.
ama biz bu ifadeyi bilmeden geldik.
neden?
çünkü biz gönül adamıyız. önce gönül sonra sevişme.
sözlüğümüze gelen ve güzel yazıları ile bizi mutlu eden tanışılası yazarlar için temel temennidir.
erkekse tanışmayalım mümkünse.
erkekse tanışmayalım mümkünse.
herhangi bir konuda bilgisi olmayıp işi eline yüzüne bulaştırdıktan sonra işi bilene giden kişinin duyması muhtemel söz.
mesela kolibandının yaşadığı d smart olayı var. adam madem bilmiyorsun sorsana.
mesela kolibandının yaşadığı d smart olayı var. adam madem bilmiyorsun sorsana.
(bkz: sorsaydın söylerdim)
(bkz: asmaların dansı)
(bkz: asmaların dansı)
turgay fişekçi'nin yazdığı muhteşem şiir.
seviş benimle diyor açık açık. helal olsun.
1.
Bir Akdeniz Haziran'ında
Öğleye doğru.
Yalnızca kavaklar altında öten cırcırların sesi
---Sıcaktan kaçın diyen sirenler---
Taş sofada
Güneşin yaktığı otların ve toprağın soluk kesen buğusu
Sırtları serin duvarlarda
Köşede yirmi taş oynayanlar :
Kız ergen gibi , oğlan daha kısa pantolonlu.
Kızın taşları süpüren eli
Oğlanın paçasından yavaşça süzülüyor içeri.
Birazdan yüklük odasında
Her günkü oyunlar.
2.
Yağmurlu günlerde seviş benimle
Kuşlar çinko damı gagalarken
Tenimin kokusunu değiştiren yağmurlarda
Sıcak öğlesonlarında seviş benimle
Buhurlar tüterken tenimden
Yanan toprağın buğusu soluğumken
Bahar günleri dereboylarında seviş benimle
Kestane saçlarında kelebekler asılıyken
Yaz geceleri kurumuş dere yataklarında
Sıcak kumlar yatağımız , söğütler çatımız , duvarımızken
Ne olursa olsun sabahları seviş benimle
Dinlenmişliğin gücü kaslarında
İçinde ne varsa dökmenin hazzıyla saran
Sonra ilk kez görür gibi algılaman için
Her sabah öylece bırakayım seni dünyaya
3.
Kol kıvrımımdan öp beni
Tüylerimin arasında yollar açan dudaklarınla
Mavi damarlarımdan
Bileklerimden öp beni
Nabzımın tıpırtısı tavşan dudağını titretsin
Öpüşten bilezikler kollarımda
Parmaklarımın ucundan öp beni
Soyulmuş yumurta beyazlığındaki etimden
Öpüşlerin yanıp geçen bir ışık değil
Uzun yazların güneşi gibi kalsın tenimde
4.
Asma bahçelerde gezerken omzuna değen elim
kristal taneler gibi döküverir seni toprağa
Basma entarinin çıplak altı ter ter istek
Altımda canlı , bulunmaz bir yumuşaklık
sırtımı göğe dayayıp beni ezen
Memelerini emerken , bacaklarını kıstığında
solumaların volkanik lavlar
Sen bitersin başlar asmalar
açıp kollarını dans etmeye
Neyimi beğenir bilmem
bırakmaz beni
Yeşil , filiz dudakları
Geniş yapraktan elleri
dönerken çevremde
sürünür boynuma
göğsüme
Sallar memelerini salkım sal
-kım
Hangisi tatlı , bir de bundan em bakalım!
seviş benimle diyor açık açık. helal olsun.
1.
Bir Akdeniz Haziran'ında
Öğleye doğru.
Yalnızca kavaklar altında öten cırcırların sesi
---Sıcaktan kaçın diyen sirenler---
Taş sofada
Güneşin yaktığı otların ve toprağın soluk kesen buğusu
Sırtları serin duvarlarda
Köşede yirmi taş oynayanlar :
Kız ergen gibi , oğlan daha kısa pantolonlu.
Kızın taşları süpüren eli
Oğlanın paçasından yavaşça süzülüyor içeri.
Birazdan yüklük odasında
Her günkü oyunlar.
2.
Yağmurlu günlerde seviş benimle
Kuşlar çinko damı gagalarken
Tenimin kokusunu değiştiren yağmurlarda
Sıcak öğlesonlarında seviş benimle
Buhurlar tüterken tenimden
Yanan toprağın buğusu soluğumken
Bahar günleri dereboylarında seviş benimle
Kestane saçlarında kelebekler asılıyken
Yaz geceleri kurumuş dere yataklarında
Sıcak kumlar yatağımız , söğütler çatımız , duvarımızken
Ne olursa olsun sabahları seviş benimle
Dinlenmişliğin gücü kaslarında
İçinde ne varsa dökmenin hazzıyla saran
Sonra ilk kez görür gibi algılaman için
Her sabah öylece bırakayım seni dünyaya
3.
Kol kıvrımımdan öp beni
Tüylerimin arasında yollar açan dudaklarınla
Mavi damarlarımdan
Bileklerimden öp beni
Nabzımın tıpırtısı tavşan dudağını titretsin
Öpüşten bilezikler kollarımda
Parmaklarımın ucundan öp beni
Soyulmuş yumurta beyazlığındaki etimden
Öpüşlerin yanıp geçen bir ışık değil
Uzun yazların güneşi gibi kalsın tenimde
4.
Asma bahçelerde gezerken omzuna değen elim
kristal taneler gibi döküverir seni toprağa
Basma entarinin çıplak altı ter ter istek
Altımda canlı , bulunmaz bir yumuşaklık
sırtımı göğe dayayıp beni ezen
Memelerini emerken , bacaklarını kıstığında
solumaların volkanik lavlar
Sen bitersin başlar asmalar
açıp kollarını dans etmeye
Neyimi beğenir bilmem
bırakmaz beni
Yeşil , filiz dudakları
Geniş yapraktan elleri
dönerken çevremde
sürünür boynuma
göğsüme
Sallar memelerini salkım sal
-kım
Hangisi tatlı , bir de bundan em bakalım!
bir kemal sunal repliğidir.
niyeti tanımlamaktadır.
niyeti tanımlamaktadır.
(bkz: bu parayla şey bile çekilmez)
bir elinde güneşi diğerinde jüpiteri tutan adamdır.
güneşin sıcaklığı ile jüpiterin çekiciliği arasında git gel yapmaktadır. yalnız bu git geller o git gellerden biri değildir. elini çabuk tutup cevap vermezse elinin git gelleri değişmeyecektir.
güneşin sıcaklığı ile jüpiterin çekiciliği arasında git gel yapmaktadır. yalnız bu git geller o git gellerden biri değildir. elini çabuk tutup cevap vermezse elinin git gelleri değişmeyecektir.
çok konuşan kişilerin sıklıkla yaptığı şeydir.