vakti zamanında keşan'da yapılmış olan askerliğin has repliklerinden biridir.
iş bu replik, yenge ile yaşadığı sorunları iş hayatına yansıtan 3 kazıklı astsubay üstçavuşa karşı tertiplenilmiş, onun da mutlu olması sağlanmıştır. yatmaktan, kalkmaktan, sürünmekten ve çarşı kilitlenmesinden bıkmıştık. gülmeyin, insan askerde her türden deliliği yapar gençler. hele ızdırap altındayken kafayı dahi yer...
kendi aramızda toplandık, bu eziyeti nasıl sonlandırırız diye düşündük... bölük yüzbaşısına çıksak riskli, isyan etsek sıkıntılı, bir hal çare arıyoruz, canımıza tak etmiş haldeyken şans ayağımıza geldi. bir gece bu astsubay üstçavuş nöbetçiydi, nöbet esnasında yanına vardım çünkü yazıcıydım, bir evrakı düzeltmem gerekiyordu... telefonu çaldı, uzun uzun konuştular, tartıştılar...
- byo, bu kadın milleti çok sıkıntılı.
- bilirim komutanım...
biraz muhabbet ettik... anladım ki adamın aşk sorunu var ve bu bize ızdırap... adam bize kız yüzünden döşüyor resmen...
yazıcısının yanına vardım o gece, hatta uyandırdım yatağından... "olm ne yap ne et, adamın telefonunu kurcala, bu kızın numarasını bul bana"... bölük onayladı durumu, bildiğin ateşe atladım...
- alo.
- iyi günler, buyrun.
- dilek hanım sizinle çok ciddi bir konuda konuşmamız lazım ancak beni ciddiye alarak dinlemeniz lazım.
- tabi buyrun...
baktım karşıdaki hatun has anadolu kızı... anlattım açık açık hatta sizinle arası kötü olunca olan bize oluyora kadar getirdim... güldü, hoşuna bile gitti... damarın her türlüsünü girdim ikna etmek için. cem yılmaz bok yesindi öldüm lan.
o hafta çift çarşımız oldu...
bahar da gelmişti... komutan bildiğin aşk meleği...
1 ay sonra yumurtladı hatun bunu...
adamın bi yandan aşk hayatı düzeldi bi yandan oynanan oyunun farkına vardı... sanırım mutluluk baskın çıktı... bize de çok ellemedi...
lakin, terhisin son haftası, koca bölükten sadece benim çarşımı kitledi + "sen biliosun sebebini" dedi..
şafak 3'dü, bütün bölük bana güldü, ben de güldüm m.k...