bir adnan yücel şiiridir.
aşksız ve paramparçaydı yaşam
bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek
bir bir çekilirken teslim bayrakları
göçmelerle taşarken avrupa yolları
durdu bir avuç yiğit, bir tutam kır çiçeği
girdiler zulüm tufanına
onlar ki bir ayrık otu tarlasında
bir tutam çiçektiler, bir tutam çiçek
ve en dayanılmazında tufanların
adlarını bile söylemediler
imgelerin en ulaşılmaz doruğunda
ey her şey bitti diyenler
korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler
ne kırlarda direnen çiçekler
ne kentlerde devleşen öfkeler
henüz elveda demediler
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek
bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim
bin kez korkuya boğdular zamanı
bin kez ölümlediler
yine doğumdayız işte, yine sevinçteyiz
ll
yekpare mermer dediler adlarına
ki her yerleri çamurla sıvanmış
donmuş sanki üstlerinde sesler
türküler bir ıslıkta yarım kalmış
bazen kıyılarda çığlık çığlığa
bazen doruklarda sessiz
karanlığın silinişiydiler oysa
sessizliğin tükenişiydiler
ölüm oruçlarına dalıp gidenler
yekpare mermer dediler adınıza
sularla birlikte aşıp çağları
güneşle birlikte yükseleceğiz
yeni doğumlarla yeni sevinçlerle
zafere dek yürüyeceğiz
öyle yalansız öyle içten
tepeden tırnağa maviydi her şey
kara kapkara kirli bir mavi
hele damatlıklar ve gelinlikler
renklere zulüm bulaştı bir anda
öyle kısır değildi dirençleri
boğulmasın diye çöllerde nehirler
ve bir adım daha atılmasın diye geri
kanlarıyla yıkadılar gelinlikleri
ey her şeye bitti diyenler
bir selamımız var bugünün yarınına
belki yenik belki yorgun
ama umutlu ama soluklu
ne kırlarda direnen çiçekler
ne kentlerde devleşen öfkeler
henüz elveda demediler
enginleri savunan yoktu sanki
nehirleri duyan yoktu başka
taşlarla söyleştiniz her sabah
yapraklara sordunuz kendinizi
ve ıslak beton çıplaklığında
karanfiller kopardınız topraktan
her kokuda bir daha
bir daha dirildi vurulanlar
ölüm oruçlarına dalıp gidenler
yekpare mermer dediler adınıza
sularla birlikte aşıp çağları
güneşle birlikte yükseleceğiz
yeni doğumlarla yeni sevinçlerle
zafere dek yürüyeceğiz
öyle yalansız öyle içten
ey bugünden yarınları görenler
yekpare mermer dediler adınıza
kavganın kuraklığında derinleşirken
aşkın sularında sonsuzlaşırken
gecenin karnında gündüzleşirken
ölüm oruçlarında şiirleşirken
ve kuraklığın yetmişbeşinci gününde
bahçeler dolusu çiçekleşirken
ey herşe ye bitti diyenler
bir selamımız var bugünün yarınına
belki yenik belki yorgun
ama umutlu ama soluklu
ne kırlarda direnen çiçekler
ne kentlerde devleşen öfkeler
henüz elveda demediler
lll
sen ki bilirsin kır çiçeklerini
hangi rüzgar dağıtırsa dağıtsın yeniden çoğalırlar
ve bir gün güneşin suları öptüğü zaman
özgürlük renginde sevgiyle açılırlar
toprağın ilk sancısından beri kaç ihanet gördüler
kaç güzelliği kurban verdiler
ne yollar tükendi ne bahçeler
belki yorgun belki yenik belki yaralı
bitmedi daha sürüyor ve sürecek o kavga
gözleri bağlı bir karanlıkta belki susulacak
hiç konuşulmadan yaşam savunulacak
belki de bir zamanlar usta bilinenler
çıraklardan önce adlar, adresler sayacak
kalabalık cehennemi bu yalnızlıkta
yalnızca direnmeler suluyor çiçekleri
yılmayan gözler dikiliyor ufuklara
okuyorlar dayanmanın bitimsiz şiirlerini
yaşayan kimdir gerçekte ölen kim
yaşarken bile tükenenler, yılgın yılgın düşenler mi
yoksa çekilip tarihin burçlarına
bayrak bayrak düşenler mi
işte deniz, işte mazlum, işte fatih
bitmedi daha sürüyor ve sürecek o kavga
belki yenik belki yorgun belki yaralı
bitmedi daha sürüyor ve sürecek o kavga
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!