ziya gökalp türk milliyetçisi olduğu için oluşan öfkeli kalabalık eylemi.
ziya Gökalp`a bir kürt olarak ideolojik olarak karşı olabilirsin, ama yakıp yıkmayı haklı kılar mı? hayır.
ziya gökalp müzesinin yağmalanması
anaokulundaki oyuncakları yakarak devrim yapabileceğini sanan cahil ve faşist insanlar tarafından gerçekleştirilmiştir. yağmalanan eserleri de kesin satarlar. bir örgüt düşün ki, uyuşturucudan para kazansın ve dünyanın değişik yerlerindeki halkların çocuklarını zehirleyip hâlâ halkların kardeşliği desin.
bunların sosyalizm maskesi ardına sakladığı faşizmi ve ırkçılığı artık herkes görüyor.
bunların sosyalizm maskesi ardına sakladığı faşizmi ve ırkçılığı artık herkes görüyor.
Türkiye cumhuriyeti`nin Yıllardır süren tarihini silme operasyonlarından biri.
11 ekim 2014 tarihinde diyarbakır`da meydana gelen olaydır.
bir müzeyi yağmalamak eylemci denilen insanların eylem yapma bilincine ve kapasitesine sahip olamayacağını açık eder.
ayrıca diyarbakırlı bir aydının istemedikleri gibi düşündüğü ve bunu bilimsel şekilde ortaya koyduğu gerçeğini kabullenemeyen zina mahsulü su katılmamış şerefsizler kendilerini gayet doğal bir iş yapıyormuş gibi göstererek eylem adı altında türkiye devletinin ve milletinin tarihi ve kültürel mirasına bilerek zarar vermektedirler.
kitapların yakılması meselesi başlı başlına haklarını ve hüviyetlerini değil insanlıklarını ve aslında istediklerini sorgulatan bir meseledir. zira sadece kendi hakkını ve özgürlüğünü isteyen bir topluluk bu kadar kindar ve cahil olamaz. bilakis tüm değerlere kendi hakkını vermeyen toplumdan daha saygılı olur.
kadızadeler döneminde olsa idik veyahut hamidoğulları beyliği döneminde olsa idik bunun cezası kitapları ve müzeyi yaktığından şüphenilen kişilerin topluca yakılmasıydı.
vatikan bunun cezasını, yapan kişilerin parçalanması olarak tayin etmişti.
türk örfünde bunun cezası kanı akıtılarak öldürülmekti.
çinliler bunun cezasını müebbeden işkence olarak kesmişti.
türkiye cumhuriyetinin mevcut anlayışı ise bu duruma; eylemcidir, sağduyu işte, olsun bakalım, onlarda akıllanacak, çocuk işte yaramazlık yapacak tabii gibi tepkiler vermektedir.
bir müzeyi yağmalamak eylemci denilen insanların eylem yapma bilincine ve kapasitesine sahip olamayacağını açık eder.
ayrıca diyarbakırlı bir aydının istemedikleri gibi düşündüğü ve bunu bilimsel şekilde ortaya koyduğu gerçeğini kabullenemeyen zina mahsulü su katılmamış şerefsizler kendilerini gayet doğal bir iş yapıyormuş gibi göstererek eylem adı altında türkiye devletinin ve milletinin tarihi ve kültürel mirasına bilerek zarar vermektedirler.
kitapların yakılması meselesi başlı başlına haklarını ve hüviyetlerini değil insanlıklarını ve aslında istediklerini sorgulatan bir meseledir. zira sadece kendi hakkını ve özgürlüğünü isteyen bir topluluk bu kadar kindar ve cahil olamaz. bilakis tüm değerlere kendi hakkını vermeyen toplumdan daha saygılı olur.
kadızadeler döneminde olsa idik veyahut hamidoğulları beyliği döneminde olsa idik bunun cezası kitapları ve müzeyi yaktığından şüphenilen kişilerin topluca yakılmasıydı.
vatikan bunun cezasını, yapan kişilerin parçalanması olarak tayin etmişti.
türk örfünde bunun cezası kanı akıtılarak öldürülmekti.
çinliler bunun cezasını müebbeden işkence olarak kesmişti.
türkiye cumhuriyetinin mevcut anlayışı ise bu duruma; eylemcidir, sağduyu işte, olsun bakalım, onlarda akıllanacak, çocuk işte yaramazlık yapacak tabii gibi tepkiler vermektedir.