yokusun basindaki dusman

24 ocak 1993`te ankara`daki evinin önünde arabasına bomba konularak suikaste kurban giden araştırmacı gazeteci/yazar. son olarak cumhuriyet gazetesindeki köşe yazılarıyla tanınmaktaydı.

yağmurlu bir ankara gününde işten kaçarak cenazesine katılıp şöyle bir kalabalığa karışmıştım:

bugünmüş ölüm yıldönümü.

kendisini, yazmış olduğu sakıncalı piyade oyununun müziği olan dönek türküsü ile anıyorum. uğur mumcu`dan günümüzdeki bazı meslektaşlarına gelsin:

https://www.youtube.com/watch?v=9091SUutNKE

şarkının başka bir versiyonu için: http://www.dailymotion.com/video/xdij6c_donek-turkusu-asoskay_music

recep tayyip erdoğan üniversitesi su ürünleri fakültesi tarafından fırat nehrinde bulunan şimdiye kadar keşfedilmemiş üç sazan türüdür. isimleri sırasıyla eminea, velioglui ve recepi olarak belirlenmiştir. gülmekten yorum yapamıycam, haberin linkini verip gerisini size bırakıyorum arkadaşlar.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/25626918.asp

insanın ruhunu bir sürü güzel insanla dolu hafif loş bir meyhaneye taa uzaklardan getirip getirip götüren şarkı. ah o ud yok mu o ud, her dinleyişimde beni başka bir yere götürdü yeminle.

youtube: WuTsbwIvmvE

akıllara durgunluk veren akp`li beyanatlarından yanlızca biri. yanlız artık saçmalama çıtasını o kadar yukarı çektiler feriştahı gelse bunları geçemez o derece. cidden bir süre sonra artık herkes o kadar dumura uğrayacak ki bunların sesinden başka kimsenin sesi çıkmayacak, hiç bir muhalif haber/yorum yapılmamaya başlanacak ülkede, ondan korkuyorum.

--- (alıntı) ---

Guy Fawkes veya diğer bilinen adıyla Guido Fawkes (13 Nisan 1570 - 31 Ocak 1606), York şehrinde doğmuştu ve Katolik bir İngiliz askeriydi. 5 Kasım 1605`teki barut komplosunda, Parlamento Binasını havaya uçurmakla görevliydi.

İngiliz tarihinin en büyük `vatan haini` olarak kabul edilen Fawkes, 1593'te Katolik oldu ve İspanyol ordusunun Hollanda?da bulunan birliğine katıldı. Kısa zamanda askeri zekâsıyla sivrilen Guy, 1604'te yurduna döndü. Burada Robert Catesby ve diğer komplocularla tanıştı. Muhafazakâr Protestan Kral I. James`e, kraliyet ailesine ve tüm diğer aristokratlara karşı yapılan ve İngiliz tarihinde `Barut komplosu` olarak bilinen olayda aktif olarak rol aldı. İngiltere devlet yönetiminde ve Katolik monarşik rejimde kökten bir devrime gitmek amacıyla toplanan on iki komplocu, Wastminister Sarayı?ndaki İngiliz Parlamento Binasını, o yılki -her sene ekim ya da kasım ayında tekrarlanan- aristokrasi zirvesinde havaya uçurmaya karar verdi. Komploculardan birinin saray çevresinden bir tanıdığına, 5 Kasım 1605 günü saraydan uzak durmasını tavsiye eden bir mektup göndermesi sonucu komplo ortaya çıkınca; Fawkes, 5 Kasım gece yarısı parlamento mahzenlerinde bol miktarda dolu barut fıçısıyla yakalandı. Çeşitli işkencelere maruz bırakılarak yandaşlarının adlarını vermek zorunda bırakıldı. Çıkarıldığı mahkemede vatan hainliğinden hüküm giyen Fawkes, 31 Ocak 1606?da sarayın karşısında asılarak idam edildi.

İngilizler, tarihlerindeki bu olayı ülkenin demokrasi zincirinde önemli bir halka olarak kabul ederler. Her yıl 5 Kasım gecesi, Birleşik Krallık ve krallığa ait diğer eyaletlerde komplonun başarısızlığa uğratılmış olması, Guy Fawkes Gecesi olarak şenliklerle kutlanır. Şenliklerde havai fişekler patlatılır, büyük fıçılar ateşe verilerek caddelerde yuvarlanır ve bu büyük vatan haininin cezalandırılmasını kutlamak için Guy Fawkes maskesi takılmış kuklalar yakılır. Günümüzde politikadan çok, eğlence amaçlı yapılan bir kutlamadır.

kaynak: vikipedi
--- (alıntı) ---

yazarın yorumu: açıklamanın sonunda vatan haininin cezalandırılmasını kutlamak için şenlikler yapıldığı yazıyor ya, işte benim o konuda bayağı kafam karışık arkadaşlar. bu adamın doğduğu ev ingiltere'nin york şehrinde otel haline getirilmiş ve bayağı turistik bir yer. bir nevi müze gibi bir şey.(gerçi dışından gördüm sadece) oralarda yapılan turistik amaçlı hayalet yürüyüşlerinde adamdan çokça söz ediliyor turistlere. ayrıca 5 kasım`da yapılan şenliklerde de sanki guy fawkes`un cezalandırılmasını değil de kendisini kutluyorlarmış gibi bir hisse kapıldım ben. bu konuda bilgisi olan varsa aydınlatsın lütfen.

`Remember, remember, the fifth of november!` (Hatırla, 5 Kasımı hatırla!) sloganını kazandıran filmdir. 5 Kasım 1605, Guy Fawkes`un İngiliz Parlamento Sarayını havaya uçurma girişiminin tarihidir.
(bkz: Guy Fawkes)

kökeni osmanlı dönemine dayanan ve uyanmak, kendine gelmek anlamında kullanılan deyim.

osmanlı döneminde afyon kullanan kişiler, oruç tutarken gün içinde vücutları madde yoksunluğu çekmesin diye sahur vakti bir miktar afyonu özel bir maddeye sanırım koyun barsağı sarıp yutarlarmış. zaman içinde bünyede sindirilerek patlayan barsak, afyonun etki etmesini sağlarmış.

paris hilton`un paris`teki hilton oteli değil de bir insan olması da bu kategoriye giren bilgilerdendir. gazetelerin internet sayfalarında adının geçtiği başlıkları görüp, `ne otelmiş be arkadaş, amma çok skandallar oluyor yav` diye içimden geçirip duruyordum daha önceleri yemin ederim. meğer bayağı ayıpçı bir kadınmış kendisi.

şehirleşmedeki en önemli faktör olan fışkiyelere gösterdiği hassasiyet, son zamanlarda tüm takdirleri üzerinde toplamıştır.

ayrıca sadece sosyal medyada büyük harflerle fantastik twitler atılarak da bir başkentin yönetilebileceğini göstermesi açısından dünyada bir ilke imza atmıştır.

mevcut durumda hemen her her toplumda kadının aleyhine olan cinsiyetler arası ayrımcılığa karşı mücadele eden akımdır. kendi içinde ayrı gruplara ayrılır. bu grupların içinde iddia edildiği gibi kadının üstünlüğünü savunanlar olsa da sanıldığının aksine sayıları azdır.

özetle, ana fikri kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmasını savunan görüş akımıdır.

gavur eziyetidir. ağır işkencedir. hele katılmanız gereken toplantılar varsa o an dünyanın en mutsuz insanı olmanıza sebep olan eylemdir.

söyleyen elindeki şampanya kadehini suratınıza fırlatıp, saçlarını savurmak suretiyle yüksek topuğunun üzerinde dönerek odadan hışımla çıkmamışsa, bir soup opera kahramanı olmadığınızı anlayabileceğiniz cümle.

ülkemizde kaçınılmaz hale gelmiştir. malesef bunun sonuçlarının ne kadar tehlikeli olabileceğinden, toplumsal yaşamı ne kadar etkileyeceğinden pek çok kimsenin haberi yok.

güzel ve desteklenmesi gereken bir girişim. yöntemi tam olarak anlayamadım ama.

yani şöyle mi olacak? herkes görevli olduğu sandıktaki oy sayımlarını takip edip bir yere kaydedecek; sonra sandık sonuçları seçsis`ten çıktığında karşılaştırılacak ve tutarsızlık bulunursa ona göre girişimde mi bulunulacak?

sandık sandık karşılaştırma yapılamayacaksa, yani sadece toplamı karşılaştırabileceklerse işleri çok zor olur. türkiye`deki her bir sandık için gönüllü bulmak ne kadar mümkündür bilemedim zira.

hoş bulmuş yazar. nick`ini özdemir asaf`ın ilgili şiirini hayatın özeti olarak algıladığı ve çok sevdiği için seçmiştir. ayrıca ekşi sözlükteki `cylonlari tutuyorum` dur (şimdilik). bu yüzden bazı entryleri aynı olabilir, çalıntı değildir.

eski romalıların `kaledonya` dedikleri yer. insanı, doğası ve yemekleri güzeldir. özellikle `haggis` denen, tarifini gördüğünüzde asla yemek istemeyeceğiniz, ancak tattığınızda doyamayacağınız kendilerine özgü sakatat yemekleri tavsiye edilir.

Harvard'lı iki felsefe profesörünün felsefi akımları sıradan insanlara tanıtmak amacıyla yazdığı kitap. komik söyleşiler ve fıkralar aracılığıyla gayet basit bir şekilde felsefe ile tanıştırır insanı. okuması gayet kolay ve akıcıdır.

http://www.idefix.com/kitap/platon-bir-gun-kolunda-bir-ornitorenkle-bara-girer-thomas-cathert/tanim.asp?sid=NKI7JK018B8B7CBEUZXW

çok komik ve sevimli bir hayvan. aynı zamanda `platon bir gün kolunda bir ornitorenkle bara girer` adlı muhteşem kitabın adına da malzeme olmuştur.
(bkz: platon bir gün kolunda bir ornitorenkle bara girer)

çok uzun yıllar önce ankara sanat tiyatrosunun da oynadığı bir tiyatro oyununun konusu olan abd göçmeni iki italyan. oyunun son sahnesinde çalan müziğin yarattığı etkiyi hala hatırlarım.

youtube: gcgYwTnBIIQ