sararmisizmaritvefotograflar

adları bilinmediğinden ötürü örnek verilemeyecek olan hatunlardır.

soyadı `mısıroğlu` olan tarihçidir. atatürk`ten nefret eder, duyduğuma göre `keşke osmanlı yıkılmasaydı da ingilizcler yine kalsalardı` demiştir. araştırmadım doğru mu değil mi diye. fakat bunu söyleyebilecek potansiyele sahip bir adam olduğu unutulmamalıdır.

-demek bir çeşit siyasettir. siyaset nedir? taviz vermektir. taviz vermek nedir? samimiyetsizliktir. samimiyetsizlik nedir? onu da siz bulun. (u: o da siyaset o da) (u: sonra o, o oluyor, o da o.) (u: sonra hepsi birden o oluyor.)

1944 Irkçılık - Turancılık Davasında Sorgular, Savunmalar adlı kitabın yazarı.

istisnasız her gün kebap kokusuna maruz kalmaya neden olandır. malumunuz geçenlerde kurban bayramı var idi. kurban etinden de kebap yapılıyor haliyle. bayram öncesinde insanlar mangal yakmazlardı evlerinde. ya da nadiren olurdu bu. ama bu yıl millet çıldırmış olmalı. her gün bir yerden kebap kokusu geliyor. yeter yahu.

adanaspor ile maçları olduğunda seyhan`da dolaşılmaması gereken takımdır. çünkü hep kavga oluyor. bir ara maç var diye dersaneyi tatil etmişlerdi artık siz düşünün.

(bkz: sâmiha ayverdi)

kahraman, savaşçı anlamlarına gelen türkçe sözcük. aynı zamanda bir türk boyunun adıdır.

sararmış olanı makbul olandır. sarısı değil.

genellikle manda derisinden yapılan yağlı güreş pehlivanlarının giyeceğidir. pehlivan donu. kısmet ve kispet de deniyor. ama en doğrusu sanırım `kispet.` emin değilim. (u: madem en doğrusu kispet de niye başlık kıspet?)

çok farklı tarzda şarkıları olan bir Türk rak müzik grubudur. reggea tarzında bile şarkıları vardır. sobe, gidin ve suluşaka şarkıları şiddetle önerilir.

ilk albümleri `ormanlar kralı`nı 2007 yılında pasaj müzik etiketiyle çıkarmış olan Türk rak müzik grubudur. ilk vidyo kliplerini de `beni severmiş o` adlı şarkılarına çekmişlerdir. 2012 yılında `büyük yollar` adlı albümleri çıkmıştır ama pek sesi çıkmamış bir albümdür, sanıyorum.

hollanda`da yaşayan, karadenizli Türk repçisi. bir dönem yaptığı çalışmalarla yeraltı aleminin altını üstüne getiren ancak sonrasında bırakan ve birkaç yıl aradan sonra yeniden ve daha farklı bir tarzda çalışmalarını sürdüren repçidir. ikisi bandrollü, toplamda 18 albümü vardır. sözlerini bilinen rep müziğin aksine fazlasıyla edebî bir tarzda yazar. sesini de çok güzel kullanır ve birkaç farklı kanaldan kayda girip attığı nameler içini eritir dinleyenin. albümlerinden bazıları şunlardır: `electro eşkiya, şizofren evliya, kayıp kuşlar cenneti, mt vs. fuckworld, yürekten olsun...

benim en sevdiğim ve en farklı bulduğum albümü tartışmasız olarak `electro eşkiya`dır.

altlarında her daim mini cooper araba ile dolaşan, hepsi de çok güzel kızlardır. en azından benim gördüklerimin hepsi öyle. bir pazarlama tekniği olarak kadın üzerine bir makale yazılacak olsa buradan başlanılabilir.

(bkz: redbull kızları)

`my morning jacket` adlı grubun bir şarkısı. oldukça sakin başlamasına karşın bir süre sonra biraz hareketleniyor ve sonrasında da elektro gitar solosu giriyor ki, canınız biraz sıkkın ise psikolojinizi yerlere indirebilecek düzeye gelebiliyor.

(youtube: QHnwDuzR1wg)

(bkz: my morning jacket - dondante)

Bir hafta boyunca günde en az yirmi kere dinliyordum. Psikolojim oldukça bozuktu o sıralar. (u: bu yaz)

içine iki üç diş sarımsak ezip, biraz zeytin yağı, biraz tuz ve biraz da dere otu kıyılıp karıştırılınca `haydari` adlı nefis bir rakı mezesine dönüşen yiyecektir. yoğurt süzme olacak ama.

burcu güneş`te var olduğu söylenen gırtlak. iki üç yıl önce bir yerde okumuştum. aklımda kalmış.

olmayan etkidir.

babam beni birinci sınıfa zorla sokmuştu. çok ağladım girmeyeceğim diye ama mecbur işte. okuyup yazmayı okula başlamadan öğrenince okul da gereksiz geldi haliyle ve hâlâ sevmem. ama yine giderim her gün. ayrıca `olmayan etkidir` dedim de, onun açıklamasını da şöyle yapayım: ilkokul öğretmenim bana hiçbir şey katmadığı için haliyle hiçbir etkisi olmamıştır. ama biraz kilolu ve yaşlı bir adamdı. yazın leş gibi ter kokardı. o koku ne zaman burnuma gelse kendisi gelir aklıma.

dramelodi project bünyesinde çalışmalarına devam eden repçi. hâlâ yapıyor mu bilmiyorum.

altaylı, beş kişiden oluşan folk müzik yapan bir gruptur. parçalarında elektronik hiçbir çalgı kullanmamaları doğallıklarına doğallık katmaktadır ve parçalarının, modern yaşamın yapaylığından az da olsa kurtulmaya çok yararı olmaktadır. `kara suu` adlı şarkısını açtıktan sonra gözlerinizi kapatıp dinlemek vücudunuza ve zihninize terapi gibi gelecektir.

(youtube: qwEnAGzOIaQ)

tarih alanında nam salmış kişileri görmektir. garip duygular yaşatandır. bir keresinde ilber ortaylı bizim eve geliyordu, uzun bir süre de kalıyordu. sonra iki kere ahmet taşağıl`ı gördüm. birkaç gün önce idi hatta ikincisi. dersime giriyor diye çok mutluydum. ve artı olarak geçen günlerin birinde okay tiryakioğlu (u: tarihçi sayılmasa da tarihi roman yazarıdır) kahve falıma bakıyordu. ilginç yahu. (u: ama gülesim geliyor) (u: :D :D :D) (u: sözlüğün rüya yorumlama takımı nerede!)

genellikle kimsenin kutlama mesajı atmadığı, aramadığı günlerdir. ilk günün ardından derin bir sessizliğe bürünmüştür telefon. bir de misafir gelmiyorsa veya misafirliğe gidilmemişse kişiyi dumura uğratabilir. bunların üçüncü ve dördüncü günleri de var da, ona da gerek yok şimdi sanırım.

hoşlanılan kıza karşı yapılmışsa, yapan kişiyi çileden çıkarandır. üstelik art arda iki kere olunca `salak mıyım lan ben` sorusunu getirir akla. nereden mi biliyorum? elbette kendimden. hiç hoş bir şey değil.