dünyanın düze çıkmamasını en iyi anlatan atasözlerinden biridir. herkes herkese akıl verir ama yine de herkes kendi aklından geri durmaz ya şöyle diyelim;
(bkz: imam bildiğini okur)
akıllanması temenni edilen insanlara söylenen söz. herkes birbirine söyleyince olmuyor tabi zira herkesin kendini dünyanın en akıllısı saydığı bir dünyada akılları pazara sermişler herkes yine kendi aklını almış durumu söz konusu olan...
10 kasım 2013 fenerbahçe galatasaray maçı öncesi yaşanan gelişmedir. internete videoları düşmüştür, ne diyelim, altı üstü bir top lan, allah akıl fikir versin.
elazığ bingöl yolu üzerinde yurtbaşı köyüne ve organize sanayi bölgesine dönülen sapaktan birkaç kilometre ilerledikten sonra karşılaşılan fabrikadır. lojmanları almanlar tarafından yapılmıştır. son derece çorak bir alanda yemyeşil bir vaha gibidir.
insanın içine girebileceği en ağır ruhsal durumlardan biridir. tanık olunan kişi öyle bir duruma düşer ki siz gülseniz mi ağlasanız mı bilemezsiniz o an.
kazanılan üniversite hakkari üniversitesi değilse külliyen yalan olan, karşısındakini salak yerine koyma amaçlı cümledir. he deyip geçmek gerekir.
80`li yıllara damgasını vuran bizimkiler dizisine dair unutulmaz repliklerden biridir.
80`li yılların unutulmaz dizisidir. katil, ayyaş, benim adım cemil ve kedi babası gibi cümleleri lugatımıza sokmuştur.
çocukluğu 80`lerde geçenler için `anlatılmaz yaşanır` tadındaki tuhaf akşamlardır... gençler, toplanın bir hele: internetin, cep telefonunun ve sayısı binleri bulan televizyon kanallarının olmadığı, sadece trt1 in olduğu bir dünya hayal edin... şansınız varsa o pazar günü arkadaşlarınızla mahalle arasında top oynayabilmişsinizdir çünkü akşam sizi son derece travmatik bir zaman dilimi beklemektedir. önce anneniz sizi bir güzel banyoya sokar, leğenin içinde nur-u pak eder, arkasından ütü masasının başına geçer. siz banyodan pambuk gibi kıpkırmızı çıkmış halde -ki anne çitilemesi çocuğu dövercesinedir- babanız ve kardeşiniz ile birlikte bir yandan bizimkiler dizisini izler diğer yandan ödev yapmakla meşgul olursunuz. baharı felan neyse de kışın -havaların da erken kararmasıyla- son derece kasvetli bir dönemdi; 80`li yılların pazar akşamları...
kimin çok ders çalışıp kimin çalışmadığını anlamak için harika bir kriterdir. sınava girmek için fakülteye bir gelirsiniz, geceden uykusuz kaldığı ve makyaj yapmamış haldeki kızlar, saçı başı dağınık kızlı erkekli insanlar, bazılarında yataktan yeni kalkmış gibi duran tuhaf bir uyku hali; evet, anlarsınız ki sınav haftasındasınız.
10 kasım 2013 fenerbahçe galatasaray maçı sonrası verdiği röpörtajda kendini attığını kabul eden ve bu davranışını `utanıyorum` diye yorumlayan futbolcu.
lunaparkların olmazsa olmazı olan aktivitedir. o halkayı atıp sigarayı kazanırsınız anında bir teklif gelir: `abi 5 halka vereyim sigarayı bırak olur mu?`... gel de çık işin içinden...
insanın kaza yapmayacağı varsa bile kaza yapmasına neden olan gereksiz, değilse bile abartılı tavırlara bürünmesidir. `onu niye öyle yaptın`, `şurada niye gaza bastın` gibi cümleler sürücüdeki sinir katsayısını fena derecede zıplatır. hayır `senle mi uğraşayım yola mı bakayım` kıvamına gelinir bir noktadan sonra.
bir sanat eserinden farkı olmayan, kahve fincanındaki lekelerin bile üzerine geçen, soğuk bir kış gününde buzlanarak kristalimsi görüntüler oluşturan camı andıran harika lekelerdir.
hayatı anlamak adına mutlaka okunması gereken bir kaan erkam kitabı.
fenerbahçe`nin 14 yıldır kadıköy`de yenilmeme geleneğini sürdürdüğü karşılaşma olmuştur. fenerbahçe, emre ve baroni`nin golleriyle karşılaşmadan 2-0 galip ayrılmıştır.
10 kasım 2013 fenerbahçe galatasaray maçı nın olay adamıdır. bu sefer de yedek kulübesinde sarı kart yemeyi başarmıştır.
başlangıçta ev sahibi olmayanların ev sahibi edilmesi amacıyla başlatılan toki`nin fakirlerin evsizliğine çare olmasından çok zenginlerin zenginliğine zenginlik katması halini almasıdır. amaç gerçekten de evsizleri ev sahibi etmek ise ev sahibi olanların toki`den ev almalarını yasaklamak gerekir.
digiturk`te yayınlanan her futbol karşılaşmasına reklam veren ama hiçbir alışveriş merkezinde ya da bakkalda görülmeyen, içilmeyen, nasıl bir şey olduğu bilinmeyen kahvedir.
belediyenin iş güzarlığı yüzünden yaşanan saçmalık. şehrin göbeğinde 10 dakika boyunca bir tane çöp tenekesi bulamak da nedir?
marlborosuna penaltı atmak hadisesini lunaparkta gerçekleştirmek, daha doğrusu gerçekleştirememektir. futbolu ne kadar iyi oynarsanız oynayın, o balon topa vurup sakatlanmamak bile başlı başına başarıdır.
eksileri ve artıları olan durumdur. bir yandan istediğiniz şeyi fazla zahmet etmeden kolayca evinize taşıma lüksüne sahip olurken diğer yandan haftanın bir günü evinizin önünde hayatın durması, arabayı park edecek bir yer bulamamanız ya da evinizin önünde kolayca yürüyemeyeceğiniz anlamına gelir ama yine de tüm gürültüsüne rağmen evinizin önünde bir semt pazarı olması candır, canandır.
memleketin üniversitelerinde yaşanan iğrenç ötesi olaydır. hakkari emniyeti, aralarında öğretim elemanları(!) ve idari personelin de bulunduğu 14 kişilik çete tespit etmiştir. bu 14 kişilik çete, düşük not vermek ve okuldan atmakla tehdit ettikleri kız öğrencileri cinsel ilişkiye zorlamıştır.
evde diş macununun bittiğini ancak o son gıdım diş macunu kaldığında anlayan bünyelerin periyodik olarak, uslanmadan ve akıllanmadan yaşadıkları şeydir. son bir umutla sıkılır o diş macunu tüpü, `hadi aslanım, beni sapsarı dişlerle ellere güldürme` denilir, üzerine şiirler yazılır.